Connect with us

Yazılar

Yalnızlık ile Tecrit Arasındaki Fark

Hepimiz aslında yalnızız. Gerek kalabalıklar içinde, gerekse benliğimizle sınırlanmış iç dünyamızda. Yalnızlık üzerine kurgulanmış nice sanat eserinin içine çekilmiyor muyuz? En kuytu zamanlarımızda yalnızlık üstüne yazılmış müzikler bize eşlik etmiyor mu?

Yayınlandı

on

Yalnızlık ve Tecrit Arasındaki Çizgi

Hepimiz aslında yalnızız. Gerek kalabalıklar içinde, gerekse benliğimizle sınırlanmış iç dünyamızda, yalnızlık üzerine kurgulanmış nice sanat eserinin içine çekilmiyor muyuz? En kuytu zamanlarımızda yalnızlık üstüne yazılmış müzikler bize eşlik etmiyor mu?

Yalnızlık, birçok insan için, bir kaçış, kafa dinleme sorunlardan uzaklaşma anlamına gelir. Ve belki de yalnızlık sayesinde rahatlarız, her zamankinden daha çok kendimiz olur ve hayal gücümüzün doruklarına ulaşırız.

Yalnızlık ile Tecrit Arasındaki Fark

Fakat anlattığımız yalnızlık dışındaki başka bir durumdan sizlere bahsetmek istiyoruz aslında, tam bir tecrit durumundan. Yani toplumdan tamamen kopmuş, yalıtılmış, asosyal olma halinden. Tüm uyarıcılardan aklınıza gelebilecek her türlü iletişim aracından tecrit edilmiş olsanız. Hayatınızda sizden başka hiçbir şeyin olmadığı bir odaya tıkılmış olsanız neler olurdu?

Bu konu üzerinde sayısız araştırma yapılmıştır. Hatta tarihte birçok defa işkence unsuru olarak da kullanılmıştır. Bu konu üzerinde yapılan sayısız deneyin sonuçları ürkütücü. İnsan beyninin nelere kadir olduğunu, kontrolünü nasıl kaybedebildiğini, benlikten nasıl uzaklaşabileceğini, bambaşka bir insan nasıl olunabileceğini görmek için bir kişiyi odaya kapamanız yeterli.

Bunun en çarpıcı örneklerinden birini Irak’ta turist olarak bulunan Sarah Shourd, nişanlısı ve bir arkadaşı yaşamıştır. Yanlışlıkla Irak’tan İran sınırına giren Amerikalı bu üç turisti İran güvenlik güçleri casus oldukları gerekçesi ile tutukladılar ve yaklaşık 15 ay boyunca tek kişilik hücrelerde neredeyse insnalarla hiçbir şekilde temas kurmadan yaşadılar.

2011 yılında verdiği röportajda Shourd, en kötüsünün yalnızlık olduğunu ifade etmiştir. Kimi zaman olmayan sesler duymuş, kimi zaman da olmayan görüntülere maruz kalmıştır.

Yalnızlık ile Tecrit Arasındaki Fark

Bilim insanları bizim bildiğimiz haliyle yalnızlığın yani bilinçli olarak asosyal olmanın, insanlarla minimum iletişim kurmanın bile zararlı olduğunu belirtiyor. Araştırmalara göre yalnızlığı tercih eden insanların diğerlerine göre daha yüksek oluyor, enfeksiyonlara daha açık bir hale geliyor ve Alzheimer olma riski daha da fazlalaşıyor. Ayrıca bu insanların günlük düzenleri de olmuyor. Uyku düzeni bozukluğu, dikkat dağınıklığı, mantıklı karar almada güçlük gibi olumsuz etkileri yaşıyorlar.

Bu tür bir yalnızlık bile bu kadar zararlıyken, tecrit halinde neler olabileceğini düşünmek o kadar da zor değil.

1993 yılında, NASA’da çok uzun uzay görevlerinde yer alan astronotların psikolojik olarak neler yaşadıklarını gözlemlemek için sosyolog Maurizio Montalbini bir çalışma gerçekleştiriyor. Montalbini İtalya’nın Pesaro şehri yakınlarındaki bir mağarada 366 gün geçiriyor. Geçirdiği süre boyunca yanında zamanı anlayabileceği hiçbir şey bulunmuyor.366 gün sonra dışarı çıktığında Montalbini yalnızca 219 gün içeride kaldığını sanıyor. Günlük yaşantısı da bu süreç içinde dengesiz bir hale geliyor. Biz günü 24 saatlik yaşarken Mpntalbini geçirdiği sapma sonucunda gününü 48 saat olarak yaşamaya başlıyor. 36 saat uyanık kalıp 12 saat uyuyor. Anlayacağınız yalnızlık zaman algımızı da yok ediyor ya da kendine göre değiştiriyor.

En kötüsü ise tecritin bir işkence unsuru olarak kullanılması. 1950’ler ve 60’larda Çin Kore Savaşı esnasında, daha önceki yazılarımızdan birinde daha etraflıca bahsettiğimiz gibi esir düşen Amerikan askerlerine bu işkence yöntemini uyguluyor.

ABD ve Kanada’da tecrit etkilerini görmek için bu konu ile ilgili yapılacak araştırmalara fon sağlanıyor. Kim bilir belki de kendileri de bu sonuçlara göre işkence edeceklerdi.

Bu fon sayesinde, Montreal McGill Üniversitesi’nde çalışan bir psikolog Donald Hebb tarafından bir deney gerçekleştiriliyor. Bu deneyde, bir ücret karşılığında denekler bir odaya kapatılıyor. Her türlü iletişim aracı ve insan temasından da uzak tutuluyor. Bununla birlikte tüm duyusal veya algısal uyarıcılardan da uzak tutuluyor. Yani hiçbir şey duymuyor ve hissetmiyorlar.

Bazı katılımcılar yalnızca birkaç saat içinde bu odada çıkmayı talep ediyorlar. Kendi kendilerine konuşmaya, şiir okumaya veya şarkı söylemeye başlıyorlar. Sonrasında bir çoğunda büyük bir endişe hali gözlemleniyor. En çarpıcı sonuç ise halüsinasyonlar oluyor. Odanın içinde uçması ya da olması imkansız her türlü şeyi görmeye başlıyorlar. Hatta biri, kapı koluna dokunduğunda kendisine elektrik verildiğini iddia ediyor.

Deney uzatılmak istense de deneklerin çok azı en fazla iki gün dayanabiliyor.

En ilginç deneylerden biri de BBC işbirliğinde gerçekleştirilen Ian Robbins tarafından 2008 yılında yapılan deneydir.

Altı gönüllü, eskiden nükleer savaş sığınağı olarak kullanılan yerde 48 saat boyunca ses ve ışıktan yalıtılmış bir şekilde kalıyorlar. Sonuçlar diğerleri ile benzerlik gösteriyor elbette. Anksiyete, paranoya, panik atak, algıda ciddi anlamda bozulmalar gözlemleniyor. İstridye kabuklarından yığınlar görenlerden, zebra görenlere kadar ilginç halüsinasyonlar yaşanıyor. Odanın havalandığını bile hissedenler çıkıyor.

Zihin neden tecrit halinde iken bu oyunları oynar?

Günlük hayatımızda bizi rahatsız eden sesler ve gürültüler olmadığında, neden kontrolümüzü kaybediyoruz?

Bilişsel psikologlara göre beynimizin ses, görüntü ve çevresel uyarıcıları yorumlayan kısmı, tüm bu bilgilerden mahrum bırakıldığında bile çalışmaya devam eder. Fakat elinde anlık veriler olmadığında, uydurmaya başlıyor. Ya da aldığı çok kısıtlı bilgilerin gerçekliğini çarpıtmaya başlıyor. Bilindiği gibi insanoğlu sosyal bir varlık. Dilimizi nasıl işbirliği sayesinde geliştirdiysek duyguları da aynı sayede ilerletebiliyoruz. Yazılı olmayan ama toplumu bir arada tutan ahlaki ve sosyal değerler sayesinde. Bize neyin doğru neyin yanlış olduğunu hatırlatan bir çevremiz olduğu sürece gerçeklikten kopmuyoruz. İşte tüm bunlardan tecrit edildiğimizde de ne yapacağımızı şaşırıyoruz.

Peki bazıları bu tecrit işlemine bir iki saat bile dayanamazken, bazılarının buna günlerce dayanabilmesinin sebebi ne olabilir?

Saddam Hüseyin döneminde, Irak’ta nükleer programı yürüten Hussain Al-Shahristani bu konuda verilebilecek en ilginç örneklerden biridir. Saddam Hüseyin’in atom bombası üretme programını ahlaki olarak yanlış bulduğu için Bağdat’taki Abu Gharib hapishanesinde kendisine işkence edilip tecrit uygulanıyor. Bu şekilde neredeyse 10 yıl hapiste kalıyor. Kendisi tecrit süresinde kendisini matematik problemleri yaratıp bunların çözümleriyle kendini oyalıyor. Bu sayede de akıl sağlığını koruyabiliyor. Kendisi şu anda Irak enerji bakan yardımcılığı görevinde.

Yani tecrit, bir insana yapılabilecek en zalim işkence türüdür. Yalnızlık zaman zaman kaçışımız olabilir fakat her türlü iletişimden yalıtılmak tam olarak işkencedir.

Kaynak: Bebar Bilim

Pi Academic platformu olarak, yazar, editör ve diğer içerik üreticilerimizle sizler için ilgi çekici ve ilgiyle takip edebileceğiniz içerikler üretmekteyiz.

Hayata Pi Academic İle Bakın

Genel

Pi Academic: Özel Dedektiflik Dünyasının Kalbi

Yayınlandı

on

Pi Academic, özel dedektiflik sektörüne ışık tutan, adli bilimlerin derinliklerine inen ve ilişkilerin karmaşık dünyasını çözümleyen kapsamlı bir dergidir. Sadece bir mesleki dergi olmanın ötesinde, yaşamın içinden gerçek hikayelerle, güncel olaylarla ve uzman görüşleriyle okurlarına eşsiz bir deneyim sunmaktadır.

Neden Pi Academic?

  • Kapsamlı İçerik: Özel dedektiflik yöntemlerinden adli bilimlerin en son gelişmelerine, ilişkilerdeki sorunlardan yaşamın içinden ilginç hikayelere kadar geniş bir yelpazede konuyu işler.
  • Uzman Yazarlar: Alanında uzman dedektifler, hukukçular, psikologlar ve diğer bilim insanlarının kaleme aldığı yazılarla, okurlara güvenilir ve güncel bilgiler sunar.
  • Gerçek Hayat Hikayeleri: Özel dedektiflerin yaşadığı gerçek olaylar ve çözümlenen davalar, derginin en dikkat çekici yönlerinden biridir.
  • Güncel Olaylara Yorumlar: Güncel olayları özel dedektiflik ve adli bilimler perspektifinden değerlendirerek, okurlara farklı bir bakış açısı sunar.
  • İlişkiler ve Yaşam: İlişkilerdeki sorunları ve çözümlerini psikolojik bir bakış açısıyla ele alarak, okurların kişisel gelişimlerine katkıda bulunur.

Pi Academic’i Özel Kılan Nedir?

Kimler Pi Academic’i Okumalı?

  • Özel Dedektifler: Mesleki gelişimlerini desteklemek ve sektördeki en güncel gelişmeleri takip etmek isteyenler için ideal bir kaynak.
  • Adli Bilimler Uzmanları: Adli bilimlerin farklı alanlarında çalışan uzmanlar için yeni bilgiler ve perspektifler sunar.
  • Hukukçular: Hukuk davalarında delil toplama ve değerlendirme süreçlerinde kullanabilecekleri bilgiler bulabilirler.
  • Psikologlar: İlişkiler ve insan davranışları hakkında daha derinlemesine bilgi edinmek isteyenler için faydalı bir kaynak.
  • Genel Okur: Gerçek hayat hikayeleri, güncel olaylar ve insan ilişkileri hakkında meraklı olan herkes için ilgi çekici bir dergidir.

Sonuç

Pi Academic, özel dedektiflik dünyasından yaşamın içine uzanan geniş bir yelpazede konuyu işleyen, özgün ve kapsamlı bir dergidir. Hem mesleki bir yayın olarak sektör çalışanlarına hitap ederken, hem de genel okurların merakını gidermek için ilgi çekici hikayeler ve analizler sunar. Eğer siz de özel dedektiflik, adli bilimler ve insan ilişkileri hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyorsanız, Pi Academic tam size göre!

Devamını oku

Genel

Aldatma: Cinsiyetlere Göre Değerlendirilmiş Kapsamlı Bir Rehber

Yayınlandı

on

Aldatma, bir ilişkide güvenin sarsılması ve büyük acılara yol açan ciddi bir sorun. Bu durum, hem kadınları hem de erkekleri farklı şekillerde etkileyebiliyor. Bu makalede, aldatmanın psikolojik etkileri, belirtileri ve sonuçları cinsiyetler açısından incelenecektir.

Ankara Dedektif Hikayeleri

Kadınlarda Aldatma

Kadınların aldatma deneyimi, erkeklerden farklı psikolojik süreçler içerebilir.

  • Güven Sorunu: Aldatılan kadınlar, genellikle partnerlerine karşı derin bir güvensizlik yaşarlar. Bu durum, gelecekteki ilişkilerinde de olumsuz etkiler yaratabilir.
  • Kendilik Saygısı Sorunu: Aldatma, kadınların kendilik saygısını ciddi şekilde zedeleyebilir. Kendilerini değersiz hissetmeleri ve suçluluk duymaları yaygın bir durumdur.
  • Depresyon ve Anksiyete: Aldatma, kadınlarda depresyon, anksiyete ve stres gibi psikolojik rahatsızlıklara yol açabilir.
  • Fiziksel Belirtiler: Uykusuzluk, iştahsızlık, baş ağrısı gibi fiziksel belirtiler de sıklıkla görülür.

Erkeklerde Aldatma

Erkeklerin aldatma deneyimi de farklı psikolojik süreçler içerir.

  • Suçluluk Duygusu: Aldatan erkekler, genellikle yaptıklarından dolayı suçluluk duyarlar. Ancak bu duygu, zamanla bastırılabilir veya dışa vurulmayabilir.
  • Korku: Yakalanma korkusu ve ilişkinin sona ermesi korkusu, erkeklerde sık görülen duygulardır.
  • Kızgınlık: Partnerinin tepkileri karşısında kızgınlık duyabilirler.
  • Cinsel Doyumsuzluk: Bazı erkekler, aldatma nedenini cinsel doyumsuzluk olarak görürler.

Aldatmanın Ortak Belirtileri

Cinsiyete bakılmaksızın, aldatmanın bazı ortak belirtileri vardır:

  • Değişen Davranışlar: Gizlilik, yalan söyleme, telefonuna aşırı düşkünlük gibi.
  • İletişim Sorunları: Partneriyle iletişim kurmakta zorlanma.
  • Fiziksel Değişiklikler: Yeni kıyafetler, farklı parfümler gibi.
  • Kıskançlık: Partnerini kıskanma veya kıskanılma.

Aldatmanın Sonuçları

  • İlişkinin Sona Ermesi: Aldatma, çoğu zaman ilişkinin sona ermesiyle sonuçlanır.
  • Psikolojik Travma: Hem aldatan hem de aldatılan tarafta derin psikolojik yaralar açabilir.
  • Güven Sorunu: İlişkide güvenin tamamen sarsılması.
  • Çocuklar Üzerindeki Etkiler: Çocukların gelişiminde olumsuz etkiler yaratabilir.

Aldatmayla Başa Çıkma Yolları

Özetle, aldatma hem kadınları hem de erkekleri derinlemesine etkileyen karmaşık bir konudur. Bu durumun nedenleri ve sonuçları kişiden kişiye değişebilir. Aldatmayla başa çıkmak için profesyonel yardım almak, en doğru çözüm olacaktır.

Devamını oku

Yazılar

Konya’da Eş Takibi: Neden ve Nasıl?

Yayınlandı

on

Konya son zamanlarad en çok telefon aldığımız şehir.”Konya’da eşimi nasıl takip ettiririm”, “Konya’da eş takibi yapıyor musunuz? peki neden?Evliliklerin en büyük sorunlarından biri olan aldatma, birçok çiftin hayatını olumsuz etkilemektedir. Bu durum karşısında kişiler, eşlerinin sadakatsizliğine dair şüphelerini gidermek için özel dedektiflik hizmetlerine başvurmaktadır. Konya gibi büyük bir şehirde yaşayanlar için de bu durum farklı değildir. Ancak eş takibi gibi hassas bir konuda doğru adımlar atmak ve güvenilir bir dedektif bürosu seçmek oldukça önemlidir.

Konya’da Özel Dedektif Seçerken Nelere Dikkat Edilmeli?http://www.datdedektiflik.com

  • Deneyim ve Uzmanlık: Dedektif bürosunun eş takibi konusunda ne kadar deneyimli olduğuna dikkat etmelisiniz.
  • Referanslar: Daha önceki müşterilerin referanslarını isteyerek büronun güvenilirliğini kontrol edebilirsiniz.
  • Gizlilik: Özel dedektiflik hizmetlerinde gizlilik en önemli konulardan biridir. Büronun gizlilik sözleşmesi olup olmadığını öğrenin.
  • Hukuki Bilgi: Dedektifin yasal sınırlar içerisinde çalıştığından emin olun.
  • Fiyatlandırma: Fiyatlar konusunda net bilgi alın ve piyasa ortalamalarıyla karşılaştırın.

Konya’da Eş Takibi Yaptırmanın Hukuki Boyutu

Eş takibi yaptırmak isteyen kişilerin, bu durumun hukuki boyutlarını da göz önünde bulundurmaları gerekmektedir. Türk Ceza Kanunu’nda yer alan kişisel hayata ve özel alana müdahale suçları, eş takibi gibi durumlarda da geçerlidir. Bu nedenle, dedektifin yasal sınırlar içerisinde hareket etmesi ve elde edilen bilgilerin sadece mahkemelerde delil olarak kullanılabileceği unutulmamalıdır.

Konya’da Eş Takibi Yaptırmanın Psikolojik Etkileri

Eş takibi yaptırmak, hem başvuran kişi hem de eş için psikolojik olarak yıpratıcı bir süreç olabilir. Bu nedenle, bu kararı almadan önce iyice düşünmek ve bir psikologdan destek almak faydalı olacaktır.

Sonuç

Konya’da eş takibi yaptırmak isteyen kişilerin, bu konuda dikkatli olmaları ve güvenilir bir dedektif bürosu seçmeleri gerekmektedir. Yanlış bir tercih, hem maddi hem de manevi olarak büyük kayıplara neden olabilir. Hukuki süreçler ve psikolojik etkiler göz önünde bulundurularak, bu kararı almadan önce mutlaka bir uzmana danışılmalıdır.

Önemli Not: Bu makaledeki bilgiler genel bilgilendirme amaçlıdır ve hukuki tavsiye niteliği taşımaz. Eş takibi gibi hassas bir konuda mutlaka bir avukata danışmanız önerilir.

Ek Bilgiler:

  • Konya Özel Dedektif Büroları: Konya’da faaliyet gösteren özel dedektif büroları hakkında internette detaylı araştırmalar yapabilirsiniz.
  • Yasal Düzenlemeler: Eş takibi ile ilgili yasal düzenlemeleri öğrenmek için bir avukata danışabilirsiniz.
  • Psikolojik Destek: Bu süreçte bir psikologdan destek almak, hem size hem de eşinize iyi gelecektir.
Devamını oku

Trend Yazılar