Connect with us

Yazılar

Neden Sağ Elimizi Kullanırız?

İnsanların yaklaşık olarak yüzde 90’ı sağ ellerini kullanır. Hangi eli kontrol etmesi daha kolaydır? Yazarken hangi elimizi kullanıyorsak, yemek yerken de aynı elimizi kullanırız. İnsanların yüzde 74 ila 96’sı sağ elini kullanıyor. İngiltere Liverpool Üniversitesi’nden arkeolog Natalie Uomini’ye göre “solak insanların çoğunlukta olduğu bir toplum hiç olmadı”.

Yayınlandı

on

Neden Sağ Elimizi Kullanırız ?

İnsanların yaklaşık olarak yüzde 90’ı sağ ellerini kullanır. Hangi eli kontrol etmesi daha kolaydır? Yazarken hangi elimizi kullanıyorsak, yemek yerken de aynı elimizi kullanırız. İnsanların yüzde 74 ila 96’sı sağ elini kullanıyor. İngiltere Liverpool Üniversitesi’nden arkeolog Natalie Uomini’ye göre “solak insanların çoğunlukta olduğu bir toplum hiç olmadı”.

Herhangi bir yöne meyletme durumu beyinde başlar. Bazı işlemlerin beynin sol yarıküresinde, bazılarının ise sağ yarıkürede kontrol edildiğini biliyoruz. Ayrıca hem vücudumuzda hem de beynimizde kesişen sinirler, vücudumuzun sağ tarafının beynin sol tarafıyla ya da tersi halde kontrol edilmesini sağlıyor. Yani beynin sol yarıküresi sağ tarafımızdaki el, bacak ve gözümüzü kontrol ediyor.

Bazı uzmanlar bu nörolojik işbölümünün 500 milyon yıldır hayvanlarda hakim olduğuna inanıyor. Beynin iki yarısının farklı görevleri aynı anda yerine getirmesini sağlamak üzere bu özellik gelişmiş olabilir. Örneğin beynin sol yanı, yiyecek toplamak gibi günlük işleri yapmak, sağ yanı ise çevreyi sürekli kolaçan ederek tehlike durumunda ani reaksiyon göstermek için evrilmiş olabilir.

Şu an kabul edilen bilgilere göre, el yatkınlığı genetik bir kökene bağlıdır. Bunlardan biri D (dextral=doğru olan), diğeri ise C (changed=değişmiş) olarak adlandırılır. D geni daha yaygındır ancak her insan bu genlerin ikisine de sahip olabilir. Genetik kodlamada bu özellik için üç seçenek vardır: DD, DC ve CC. DD ve DC genotipine sahip bireyler sağ eli kullanmaya daha yatkın olduğu gibi, DD genotipine sahip birey sağ eline, DC genotipine sahip bireyden daha hakimdir. CC genotipine sahip birey ise sol elini kullanmaya yatkındır.

Peki, neden sağ el daha yaygın? Bu sorunun yanıtının, insanlığın evrimini anlamada büyük bir rolü olduğuna inanılıyor. İnsanlar, ne zamandan beri sağ elini tercih ediyor?

Bilim insanları, bu özelliğin beynin farklı fonksiyonları gerçekleştirmek için yana yanallaşmasından kaynaklanabileceğini düşünüyor ve bu nedenle insanlık tarihi boyunca her zaman çoğunluğun sağ elini kullandığını belirtiyor. Beynimizin yanallaşmasında rol oynayan şey, bizim el tercihimiz olabilir mi?

Evrimsel bir bakış açısı ile bir elde uzmanlaşmak, oldukça mantıklı görülüyor. Şempanzelerde de farklı görevler için el tercihinde değişiklik gözlemlenmiş ancak primatologlar şempanzeleri doğal ortamda izlediklerinde, el tercihlerinin bizimkinden çok farklı olduğunu fark ettiler; izlenen şempanzelerde genel olarak her iş için yüzde 50 sağ, yüzde 50 sol el kullanma oranı vardı fakat biz insanların yalnızca  yüzde 10’u sol ele yatkınken, yüzde 90’ı sağ ele yatkındır. Bu yüzde 10’luk oranımız, evrim ağacının neresinde ortaya çıkıyor? Bunu araştıran bilim insanları, en önemli bulguları atalarımızın dişlerinde buluyor.

Atalarımız tarafından yapılmış ve kullanılmış eski taş aletler bu konuda bazı ipuçları veriyor.

Alet Kullanımı

En eski taş aletler 3.3 milyon yıl öncesine ait olup; Kenya, Afrika‘da bulunmuştur. Erken dönemde taş alet yapımı, yüksek beceri gerektiriyordu. Yani, en işlevsel aletleri tasarlayabilmek için, bu konuda yetenekli olmak  gerekirdi.

Tekrarlanan araç-gereç yapımı süreci deneyimlerinden biliyoruz ki, planlama ve yürütmeden sorumlu olan sol lob, bu süreçte daha aktif rol oynar. Aynı zamanda, insanlar diğer türlere kıyasla alet yapma konusunda çoğunlukla sağ ellerini kullanmışlar. Bunun nedeni, sol ve sağ beyin lobunun, vücudun zıt taraflarındaki motor hareketlerini kontrol etmeleri olabilir. Peki, araştırmacılar neden el yatkınlığını araştırmak için dişleri kullandılar?

Cevap, özellikle en eski atalarımıza ait olmak üzere, fosil kayıtlarındaki sağ ve sol kol kemiklerinin birbiri ile eşleşmesinin çok nadir oluşunda yatar. Sağ ve sol kısımları birbiri ile karşılaştırmadan bir kişinin el becerisi isteyen işleri yaparken hangi eli tercih ettiğini belirlemek için boyut ve şekil farklılıklarını incelemek, olanaksızdır. Öte yandan dişler, fosil kayıtlarında nispeten sağlam kalma eğilimi gösterirler ve el yatkınlığını gösteren çizgi veya çizikleri koruyabilirlerdi.

Daha önce yapılan bir araştırmada araştırmacılar, Avrupalı Neandertaller’e ait dişlerin ön tarafındaki çizgilere dikkat çekti. Hipotez şu şekilde öne sürüldü:

Ana materyal bir elde tutuluyordu ve ön dişlerle de kavranmıştı. Diğer eldeki taş bir aletle, ana materyale vurularak şekillendiriliyordu. Her darbede, dişlerde çizikler oluşuyordu.

Bu eylemi tekrarlamak için, araştırmacılar ağız koruyucusu kullanarak bir deney yaptı. Sonuç şu şekildeydi; sağa doğru ilerleyen çizgiler, materyal sol elle tutulup sağ eldeki aletten darbeler aldığında oluşuyordu. Yani, sağa eğilmiş çizgiler, sağ el yatkınlığı için güzel bir kanıttı.

Bu yeni araştırma konusu -eski üst çene kemiği- sağ el yatkınlığı için Homo cinsimizin bilinen en eski kanıtını sağlamış oldu. Çene kemiği, 1,8 milyon yıl önce Tanzanya, Afrika’da dolaşan en eski insan atalarımız Homo Habilis’e (kelime anlamı ile becerikli, pratik insan) aitti.

Çene, Serengeti Ovası‘ndaki Olduvai Boğazı‘nda tespit edildi. Burası dünyadaki en eski arkeolojik izleri taşımasıyla bilinir.

Dişlerdeki İzler

Çalışmanın yazarları, dişlerin ön yüzünde bir dizi çizik olduğunu kaydettiler. Bu çizikleri araştırmak ve özellikle yönlerini modellemek için yüksek güçlü mikroskoplar ve dijital kameralar kullandılar.

İlginçtir ki, tüm çizgilerin yarısından fazlası sağa eğikti. Sağa eğik çizgiler özellikle ön dişlerin dördünde (sağ ve sol santral diş, sağ ikinci diş ve sağ köpek dişi) yoğunluktaydı. Bu, araştırmanın yazarlarının; kişinin bu izleri sağ eliyle oluşturduğunu iddia etmelerine yol açtı. Ayrıca, dört ön dişteki sağa eğilimli çiziklerin çoğunun, bir şeyler işleme aktivitelerinin odağı olduğunu öne sürdüler.

Araştırma sonuçlarına gelirsek; atalarımız et dilimlerken ve el aleti yaparken dişlerinden yardım alıyorlardı ve baskın olan ellerinde bıçak benzeri bir aleti tutuyorlardı. Dişlerde görülen çizikler de hangi elin yiyeceği tuttuğunu, hangi elin bıçağı tuttuğunu ortaya çıkarıyor. İnanılmaz şekilde, atalarımızın taşıdığı izlere göre sol ve sağ elini kullananların sayısını karşılaştırdığımızda, bugün gördüğümüz yüzde 10’luk oran gibi, 10’da 1 oranı görülüyor. Homo Habilis çenesi, sağ el yatkınlığı için en eski kanıtları sunduğu için önem kazanıyor. Ayrıca bu örnek, önemli bir beyin organizasyonunun insanlarda en az 1.8 milyon yıl önce meydana geldiğini ileri sürdüğü için de önemlidir.

Bir dahaki sefere dişlerinizi fırçalarken, kısa mesaj gönderirken veya bir başkasına beşlik çakarken bunların kökeni aklınıza gelebilir.

Dil Unsuru

Bu açıklama bize bu değişimin ne zaman oluştuğuna dair fikir veriyor ancak sebebini açıklamıyor. Bazı uzmanlar bunu dil ile de ilişkilendiriyor. İnsanların çoğu, işlerini sağ elle yapıyor; bunu beynin sol yarıküresi kontrol ediyor ve aynı şekilde dille alakalı işlemler de sol yarıkürede yapılıyor. Aslında dil için beynin sol tarafının kullanılması sağ el kullanımının da bir yan etki olarak gelişmesine neden olmuş olabilir.

Yani sağ el kullanmaya meyletme durumu, beynimizdeki sistemin tesadüfi bir yan ürünü olabilir. Ancak kanıtlaması zor, hatta olanaksız bir hipotez bu.

Solaklara gelince… 1977’de Psikoloji Bülteni adlı dergide yayımlanan bir makaleye göre, “sol el kullanımını, iddia edildiği gibi herhangi bir eksiklikle ilişkilendirecek fazla veri bulunmuyor”. Hatta bazı araştırmalar, solakların beyin hasarlarını daha kolay onardığını gösteriyor.  Ayrıca herhangi bir kavgada sürpriz unsuru oluşturarak dövüş sporlarında daha başarılı olmaları da mümkün. Aslında tüm bunlar genel yerine özel olmanın avantajlı bir durum olduğunu gösteriyor.

Kaynak: https://rasyonalist.org/yazi/el-yatkinligi-sag-elliligin-kokeni/
https://www.bbc.com/turkce/ozeldosyalar/2014/12/141216_vert_fut_sag_el

Pi Academic platformu olarak, yazar, editör ve diğer içerik üreticilerimizle sizler için ilgi çekici ve ilgiyle takip edebileceğiniz içerikler üretmekteyiz.

Hayata Pi Academic İle Bakın

Genel

Pi Academic: Özel Dedektiflik Dünyasının Kalbi

Yayınlandı

on

Pi Academic, özel dedektiflik sektörüne ışık tutan, adli bilimlerin derinliklerine inen ve ilişkilerin karmaşık dünyasını çözümleyen kapsamlı bir dergidir. Sadece bir mesleki dergi olmanın ötesinde, yaşamın içinden gerçek hikayelerle, güncel olaylarla ve uzman görüşleriyle okurlarına eşsiz bir deneyim sunmaktadır.

Neden Pi Academic?

  • Kapsamlı İçerik: Özel dedektiflik yöntemlerinden adli bilimlerin en son gelişmelerine, ilişkilerdeki sorunlardan yaşamın içinden ilginç hikayelere kadar geniş bir yelpazede konuyu işler.
  • Uzman Yazarlar: Alanında uzman dedektifler, hukukçular, psikologlar ve diğer bilim insanlarının kaleme aldığı yazılarla, okurlara güvenilir ve güncel bilgiler sunar.
  • Gerçek Hayat Hikayeleri: Özel dedektiflerin yaşadığı gerçek olaylar ve çözümlenen davalar, derginin en dikkat çekici yönlerinden biridir.
  • Güncel Olaylara Yorumlar: Güncel olayları özel dedektiflik ve adli bilimler perspektifinden değerlendirerek, okurlara farklı bir bakış açısı sunar.
  • İlişkiler ve Yaşam: İlişkilerdeki sorunları ve çözümlerini psikolojik bir bakış açısıyla ele alarak, okurların kişisel gelişimlerine katkıda bulunur.

Pi Academic’i Özel Kılan Nedir?

Kimler Pi Academic’i Okumalı?

  • Özel Dedektifler: Mesleki gelişimlerini desteklemek ve sektördeki en güncel gelişmeleri takip etmek isteyenler için ideal bir kaynak.
  • Adli Bilimler Uzmanları: Adli bilimlerin farklı alanlarında çalışan uzmanlar için yeni bilgiler ve perspektifler sunar.
  • Hukukçular: Hukuk davalarında delil toplama ve değerlendirme süreçlerinde kullanabilecekleri bilgiler bulabilirler.
  • Psikologlar: İlişkiler ve insan davranışları hakkında daha derinlemesine bilgi edinmek isteyenler için faydalı bir kaynak.
  • Genel Okur: Gerçek hayat hikayeleri, güncel olaylar ve insan ilişkileri hakkında meraklı olan herkes için ilgi çekici bir dergidir.

Sonuç

Pi Academic, özel dedektiflik dünyasından yaşamın içine uzanan geniş bir yelpazede konuyu işleyen, özgün ve kapsamlı bir dergidir. Hem mesleki bir yayın olarak sektör çalışanlarına hitap ederken, hem de genel okurların merakını gidermek için ilgi çekici hikayeler ve analizler sunar. Eğer siz de özel dedektiflik, adli bilimler ve insan ilişkileri hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyorsanız, Pi Academic tam size göre!

Devamını oku

Genel

Aldatma: Cinsiyetlere Göre Değerlendirilmiş Kapsamlı Bir Rehber

Yayınlandı

on

Aldatma, bir ilişkide güvenin sarsılması ve büyük acılara yol açan ciddi bir sorun. Bu durum, hem kadınları hem de erkekleri farklı şekillerde etkileyebiliyor. Bu makalede, aldatmanın psikolojik etkileri, belirtileri ve sonuçları cinsiyetler açısından incelenecektir.

Ankara Dedektif Hikayeleri

Kadınlarda Aldatma

Kadınların aldatma deneyimi, erkeklerden farklı psikolojik süreçler içerebilir.

  • Güven Sorunu: Aldatılan kadınlar, genellikle partnerlerine karşı derin bir güvensizlik yaşarlar. Bu durum, gelecekteki ilişkilerinde de olumsuz etkiler yaratabilir.
  • Kendilik Saygısı Sorunu: Aldatma, kadınların kendilik saygısını ciddi şekilde zedeleyebilir. Kendilerini değersiz hissetmeleri ve suçluluk duymaları yaygın bir durumdur.
  • Depresyon ve Anksiyete: Aldatma, kadınlarda depresyon, anksiyete ve stres gibi psikolojik rahatsızlıklara yol açabilir.
  • Fiziksel Belirtiler: Uykusuzluk, iştahsızlık, baş ağrısı gibi fiziksel belirtiler de sıklıkla görülür.

Erkeklerde Aldatma

Erkeklerin aldatma deneyimi de farklı psikolojik süreçler içerir.

  • Suçluluk Duygusu: Aldatan erkekler, genellikle yaptıklarından dolayı suçluluk duyarlar. Ancak bu duygu, zamanla bastırılabilir veya dışa vurulmayabilir.
  • Korku: Yakalanma korkusu ve ilişkinin sona ermesi korkusu, erkeklerde sık görülen duygulardır.
  • Kızgınlık: Partnerinin tepkileri karşısında kızgınlık duyabilirler.
  • Cinsel Doyumsuzluk: Bazı erkekler, aldatma nedenini cinsel doyumsuzluk olarak görürler.

Aldatmanın Ortak Belirtileri

Cinsiyete bakılmaksızın, aldatmanın bazı ortak belirtileri vardır:

  • Değişen Davranışlar: Gizlilik, yalan söyleme, telefonuna aşırı düşkünlük gibi.
  • İletişim Sorunları: Partneriyle iletişim kurmakta zorlanma.
  • Fiziksel Değişiklikler: Yeni kıyafetler, farklı parfümler gibi.
  • Kıskançlık: Partnerini kıskanma veya kıskanılma.

Aldatmanın Sonuçları

  • İlişkinin Sona Ermesi: Aldatma, çoğu zaman ilişkinin sona ermesiyle sonuçlanır.
  • Psikolojik Travma: Hem aldatan hem de aldatılan tarafta derin psikolojik yaralar açabilir.
  • Güven Sorunu: İlişkide güvenin tamamen sarsılması.
  • Çocuklar Üzerindeki Etkiler: Çocukların gelişiminde olumsuz etkiler yaratabilir.

Aldatmayla Başa Çıkma Yolları

Özetle, aldatma hem kadınları hem de erkekleri derinlemesine etkileyen karmaşık bir konudur. Bu durumun nedenleri ve sonuçları kişiden kişiye değişebilir. Aldatmayla başa çıkmak için profesyonel yardım almak, en doğru çözüm olacaktır.

Devamını oku

Yazılar

Konya’da Eş Takibi: Neden ve Nasıl?

Yayınlandı

on

Konya son zamanlarad en çok telefon aldığımız şehir.”Konya’da eşimi nasıl takip ettiririm”, “Konya’da eş takibi yapıyor musunuz? peki neden?Evliliklerin en büyük sorunlarından biri olan aldatma, birçok çiftin hayatını olumsuz etkilemektedir. Bu durum karşısında kişiler, eşlerinin sadakatsizliğine dair şüphelerini gidermek için özel dedektiflik hizmetlerine başvurmaktadır. Konya gibi büyük bir şehirde yaşayanlar için de bu durum farklı değildir. Ancak eş takibi gibi hassas bir konuda doğru adımlar atmak ve güvenilir bir dedektif bürosu seçmek oldukça önemlidir.

Konya’da Özel Dedektif Seçerken Nelere Dikkat Edilmeli?http://www.datdedektiflik.com

  • Deneyim ve Uzmanlık: Dedektif bürosunun eş takibi konusunda ne kadar deneyimli olduğuna dikkat etmelisiniz.
  • Referanslar: Daha önceki müşterilerin referanslarını isteyerek büronun güvenilirliğini kontrol edebilirsiniz.
  • Gizlilik: Özel dedektiflik hizmetlerinde gizlilik en önemli konulardan biridir. Büronun gizlilik sözleşmesi olup olmadığını öğrenin.
  • Hukuki Bilgi: Dedektifin yasal sınırlar içerisinde çalıştığından emin olun.
  • Fiyatlandırma: Fiyatlar konusunda net bilgi alın ve piyasa ortalamalarıyla karşılaştırın.

Konya’da Eş Takibi Yaptırmanın Hukuki Boyutu

Eş takibi yaptırmak isteyen kişilerin, bu durumun hukuki boyutlarını da göz önünde bulundurmaları gerekmektedir. Türk Ceza Kanunu’nda yer alan kişisel hayata ve özel alana müdahale suçları, eş takibi gibi durumlarda da geçerlidir. Bu nedenle, dedektifin yasal sınırlar içerisinde hareket etmesi ve elde edilen bilgilerin sadece mahkemelerde delil olarak kullanılabileceği unutulmamalıdır.

Konya’da Eş Takibi Yaptırmanın Psikolojik Etkileri

Eş takibi yaptırmak, hem başvuran kişi hem de eş için psikolojik olarak yıpratıcı bir süreç olabilir. Bu nedenle, bu kararı almadan önce iyice düşünmek ve bir psikologdan destek almak faydalı olacaktır.

Sonuç

Konya’da eş takibi yaptırmak isteyen kişilerin, bu konuda dikkatli olmaları ve güvenilir bir dedektif bürosu seçmeleri gerekmektedir. Yanlış bir tercih, hem maddi hem de manevi olarak büyük kayıplara neden olabilir. Hukuki süreçler ve psikolojik etkiler göz önünde bulundurularak, bu kararı almadan önce mutlaka bir uzmana danışılmalıdır.

Önemli Not: Bu makaledeki bilgiler genel bilgilendirme amaçlıdır ve hukuki tavsiye niteliği taşımaz. Eş takibi gibi hassas bir konuda mutlaka bir avukata danışmanız önerilir.

Ek Bilgiler:

  • Konya Özel Dedektif Büroları: Konya’da faaliyet gösteren özel dedektif büroları hakkında internette detaylı araştırmalar yapabilirsiniz.
  • Yasal Düzenlemeler: Eş takibi ile ilgili yasal düzenlemeleri öğrenmek için bir avukata danışabilirsiniz.
  • Psikolojik Destek: Bu süreçte bir psikologdan destek almak, hem size hem de eşinize iyi gelecektir.
Devamını oku

Trend Yazılar