Connect with us

Kültür Sanat

Mozart Etkisi Fos Çıktı

Bir reklam ortaya atılır: ‘Bebeğinize Mozart dinletirseniz daha zeki olur.’ Elbette ortaya atılan bu fikir, araştırmacıları da harekete geçirir. Gerçekleştirilen çalışmalarda Mozart’ın 25 yaşında bestelediği K. 448 Sonatası kullanılır.

Yayınlandı

on

Bir reklam ortaya atılır: ‘Bebeğinize Mozart dinletirseniz daha zeki olur.’ Elbette ortaya atılan bu fikir, araştırmacıları da harekete geçirir. Gerçekleştirilen çalışmalarda Mozart’ın 25 yaşında bestelediği K. 448 Sonatası kullanılır. Bu tercih Mozart’ın diğer müzik türlerinden daha çok melodik çizgiyi tekrar ettiği için beyin aktivitesini olumlu bir şekilde artırdığının düşünülmesinden kaynaklanır. Müziğin insan ruhu dahil çiçeklere kadar her canlıda etkili olduğu biliniyor lakin Mozart etkisi hangi araştırmada ortaya atıldı ona bakalım.

Mozart Etkisi

Mozart etkisi 1993 yılında, Kaliforniya Üniversitesi tarafından Frances H. Rauscher ve arkadaşları tarafından tespit edildi. Bir grup üniversite öğrencisine 10 dakikalık dinlemeleri için ses kaydı verildi. İçinde sessiz bölümlerden, rahatlatıcı kayıtlara, Mozart konçertosuna kadar çeşitli kayıtlar bulunuyordu. Bu öğrencilerden daha sonra bir zeka testine katılmaları istendi.

Mozart dinleyen denekler, diğer kayıtları dinleyenlerden daha iyi bir performans gösterdiler. IQ puanları da diğerlerine göre 8-9 puan yüksek çıktı. Çok büyük olmasa da kesinlikle bir sıçrama olarak görüldü. Fakat bu zeka sıçraması yalnızca 15 dakika sürdü sonra ortadan kayboldu.

Bu kısa süreli ancak şaşırtıcı etki medya çılgınlığına dönüştü. Tüm manşetler Mozart’ın insanları zeki yaptığına dair başlıklarla süslenmişti. Bu çıkarım özellikle ABD’de çok etkili oldu. Yeni doğan bebeklere, kreşlerdeki çocuklara Mozart dinletilmeye başlandı.

Bu çıkarımdan bilim dünyası da büyülenmişti. Araştırmacılar, orijinal deneyi yeniden canlandırdılar. Fakat Mozart etkisini bulgulamakta zorlandılar. Bazı testlerde tekrarlansa da aynı verilere ulaşmak pek mümkün olmadı.

Bu arada müziğin beyinleri biraz uyararak deneklerin ruh halini etkilediğine dair bir şüphe vardı. Kısa bir süre sonra başka soru ortaya atıldı: ‘Mozart olmak zorunda mı?’ Ve bu soru sonrası diğer bestecilerin de aynı etkiyi yaptığı görüldü. Her türlü müzikten bahsediyoruz elbette. Mozart’ın kalıcı olarak zekayı etkilediği sadece bir efsaneden ibaretti.

Müzik Beyni Nasıl Etkiler

Aslında gri hücrelerimiz her eylemle renklenir. Buna müzik dinlemek, müzik icra etmek de dahildir. Mesela davulcularda beynin iki yarısını birbirine bağlayan sinir yolları daha az fakat daha kalın olma eğilimindedir. Belki de bu yüzden bazı hareketli ve karmaşık hareketlerde çok iyi olmalarının sebebi de budur.

İyi eğitilmiş zinde bir beyin, standart bir örnekten fazlasını yapabilir. Müzik aleti çalmanın daha zeki olmayı sağladığını iddia eden pek çok çalışma mevcut. Deneyler müzik geçmişi olan insanların bazı konularda daha iyi olduğunu gösteriyor. Mesela daha iyi dil hafıza becerilerine sahip olabilirler veya gördükleri şeyleri daha net hatırlayabilirler. Özellikle çocuklar en az bir yıl müzik dersi almış olsalardı hafıza ve zeka testlerinde daha iyi performans gösterebilirlerdi.

Einstein keman çalıyordu ve fiziği kökünden değiştiren bir dâhiydi. Peki enstrüman çalmasaydı bile fizikte başarılı olmaz mıydı? Müzik çok etkili olabilir ancak yine de zeka ile etkileşimi oldukça tartışmalı bir durum.

Son 20 yıl içinde 100’den fazla araştırma, bu iddiayı desteklemek için yeterli kanıt sunamasa da nedensel bir bağlantı olduğunu iddia ediyor. Diğer tüm kaslarda olduğu gibi beyne de antrenman yaptırılabilir fakat bir aktivitede yapılan antrenman diğerinde daha iyi bir performans gösterileceği anlamına da gelmiyor. İki beceri birbirinden çok farklıysa birinde iyi olmak bizi diğerinde daha iyi yapması pek olası gözükmüyor.

Bütün gün piyano çalan biri daha iyi bir piyanist olacaktır. Aslında fark yaratan pratik yapmaktır. Bu özgüvenimizi ve kendimizi geliştirme isteğimizi arttırabilir.

Özetlersek, belki müzik bizleri daha zeki yapmaz ancak dünyanın en önemli hazinelerinden biridir. Bol müzikli günler dileriz.

Hayata Pi Academic İle Bakın

Pi Academic platformu olarak, yazar, editör ve diğer içerik üreticilerimizle sizler için ilgi çekici ve ilgiyle takip edebileceğiniz içerikler üretmekteyiz. Sizlere sunduğumuz içerikler başta Bilim, Teknoloji, Hukuk, İş Dünyası ve Haberler olarak kategorize edilmiştir. Tercih ettiğiniz içerik kategorisine tıklayarak okumaya başlayabilirsiniz.

Bununla beraber siber güvenlik alana ilgi duyuyor ve internette güvende kalmanız için bir şeyler okumak isterseniz buradan temel tavsiyelerle başlayabilirsiniz.

Bilim

Kırık Camlar Teorisi ve Sokak Dedektifliği: Toplumsal Sorumluluk Çağrısı

Yayınlandı

on

Kırık Camlar Teorisi, Amerikalı suç psikoloğu Philip Zimbardo’nun 1969 yılında yaptığı bir deneyden esinlenerek geliştirilmiş bir teoridir. Bu teori, küçük çaplı düzensizliklerin ve ihlallerin, daha büyük suçlara ve toplumsal bozulmalara yol açabileceğini savunur1Örneğin, terk edilmiş bir binanın camları kırıldığında ve tamir edilmediğinde, bu durum daha fazla vandalizme davetiye çıkarır ve sonunda bina tamamen harap olabilir2.

Bu teoriyi yaşadığımız toplum ve çevredeki aksaklıkları engellemek için kullanabiliriz. İşte burada sokak dedektifliği devreye giriyor. Sokak dedektifleri, mahallelerinde veya çevrelerinde meydana gelen küçük düzensizlikleri ve ihlalleri tespit ederek, bunların daha büyük sorunlara dönüşmesini engelleyebilirler. Bu, sadece suç oranlarını düşürmekle kalmaz, aynı zamanda toplumsal düzeni ve güvenliği de artırır.

Sokak Dedektifi Olmanın Önemi

  1. Erken Müdahale: Sokak dedektifleri, küçük çaplı düzensizlikleri ve ihlalleri erken aşamada tespit ederek, bunların daha büyük sorunlara dönüşmesini engelleyebilirler. Örneğin, bir parkta kırık bir bankın tamir edilmesi, vandalizmin önüne geçebilir.
  2. Toplumsal Bilinç ve Katılım: Sokak dedektifleri, toplumun diğer üyelerini de bu tür sorunlara karşı duyarlı hale getirir. Bu, toplumsal bilincin artmasına ve herkesin yaşadığı çevreye daha fazla özen göstermesine yol açar.
  3. Güvenli ve Temiz Çevre: Sokak dedektifleri, çevrelerindeki düzensizlikleri ve ihlalleri tespit ederek, yaşadıkları alanın daha güvenli ve temiz olmasını sağlarlar. Bu, hem fiziksel hem de psikolojik olarak toplumun genel refahını artırır.

Sosyal Sorumluluk Çağrısı

Hepimiz yaşadığımız çevrenin bir parçasıyız ve bu çevrenin düzenli, temiz ve güvenli olmasını sağlamak bizim sorumluluğumuzda. Sokak dedektifliği, bu sorumluluğu yerine getirmenin etkili bir yoludur. Her birimiz, çevremizdeki küçük düzensizlikleri ve ihlalleri tespit ederek, bunların daha büyük sorunlara dönüşmesini engelleyebiliriz. Bu, sadece kendi yaşam kalitemizi artırmakla kalmaz, aynı zamanda toplumsal düzeni ve güvenliği de sağlar.

Unutmayalım ki, küçük adımlar büyük değişimlere yol açar. Hep birlikte, yaşadığımız çevreyi daha iyi bir yer haline getirebiliriz. Sokak dedektifi olun, toplumsal sorumluluğunuzu yerine getirin ve çevrenizi koruyun!

1Kırık Camlar Teorisi – Vikipedi 2Kırık Camlar Teorisi Nedir? – WM Aracı

Devamını oku

Genel

Kıskançlıkla Baş Etmek: Daha Sakin ve Güvenli Bir İlişki İçin

Yayınlandı

on

İlişkilerin 50 siyah tonu varsa bunların en dayanılmazının kıskançlık olduğu söylenebilir.

“Kıskançlıkla nasıl başa çıkılır?”, “İlişkide kıskançlık sorunları”nelerdir?Gelin birlikte bu konuları çok derinlemesine incelemeden temel sebeplere ve çözüm önerilerine bakalım.Kıskançlık, birçok ilişkide yaşanan ve bazen ciddi sorunlara yol açabilen karmaşık bir duygudur. Bu duygu, güven eksikliğinden, geçmiş deneyimlere veya kişilik özelliklerine bağlı olarak ortaya çıkabilir. Peki, kıskançlıkla nasıl başa çıkılır ve ilişkide kıskançlık sorunları nasıl çözülür? İşte bu soruların cevaplarını bulabileceğiniz kapsamlı bir rehber:

Kıskançlığın Nedenleri

  • Güvensizlik: Geçmiş ilişkilerdeki olumsuz deneyimler, güven eksikliğine ve dolayısıyla kıskançlığa yol açabilir.
  • Kendine Güven Eksikliği: Kendine güvenmeyen kişiler, partnerlerinin kendilerini bırakacağından korkabilir ve bu korku kıskançlığa dönüşebilir.
  • Mükemmeliyetçilik: Her şeyin mükemmel olmasını istemek, partnerin her hareketini abartılı bir şekilde yorumlamaya ve kıskançlık duygusunu tetikleyebilir.
  • Kontrol İhtiyacı: İlişkiyi kontrol altında tutma isteği, kıskançlık duygusunu körükleyebilir.
  • Sahiplik Duygusu: Partneri bir nesne gibi görme eğilimi, kıskançlık duygularını artırabilir.

Kıskançlıkla Nasıl Başa Çıkılır?

  • Kıskançlığın Farkında Olun: Öncelikle kıskançlık duygularınızı fark etmek ve kabul etmek önemlidir.
  • Nedenlerini Anlamaya Çalışın: Kıskançlığınızın altında yatan nedenleri anlamak için kendinize zaman ayırın.
  • Kendinize Güvenin: Kendinizi geliştirmek, yeni hobiler edinmek ve başarılar elde etmek, özgüveninizi artıracaktır.
  • İletişim Kurun: Partnerinizle açık ve dürüst bir şekilde iletişim kurun. Kıskançlık duygularınızı paylaşmaktan çekinmeyin.
  • Profesyonel Yardım Alın: Kendi başınıza üstesinden gelemediğiniz durumlarda bir terapistten destek alabilirsiniz.

İlişkide Kıskançlık Sorunları Nasıl Çözülür?

  • Güven Ortamı Oluşturun: Partnerinize güveninizi gösterin ve onun da size güvenmesini sağlayın.
  • Sınırlar Belirleyin: Her iki taraf için de kabul edilebilir sınırlar belirleyin.
  • Ortak Aktiviteler Yapın: Birlikte vakit geçirmek, bağınızı güçlendirecektir.
  • Sabırlı Olun: Kıskançlığın üstesinden gelmek zaman alabilir. Sabırlı olun ve pes etmeyin.
  • Kıyaslama Yapmayın: Başka çiftlerle kendinizi kıyaslamaktan kaçının.

Kıskançlığı Azaltmaya Yönelik İpuçları

  • Mükemmeliyetçilikten Vazgeçin: Her şeyin mükemmel olması beklentisinden vazgeçin.
  • Kontrol İhtiyacınızı Azaltın: Partnerinize güvenin ve onun kendi kararlarını vermesine izin verin.
  • Şüphelerinizi Kontrol Edin: Her düşüncenin gerçek olması gerekmez. Şüphelerinizi kontrol etmeye çalışın.
  • Kendinize Zaman Ayırın: Hobilerinize zaman ayırmak, kendinizi geliştirmek ve stresinizi azaltmak için önemlidir.
Ankara Dedektif Hikayeleri

Ek Bilgiler:

  • Kıskançlık ve Sosyal Medya: Sosyal medya kullanımının kıskançlığı tetikleyebileceğini unutmayın.
  • Kıskançlık ve Erkekler: Erkeklerde ve kadınlarda kıskançlık farklı şekillerde ortaya çıkabilir.
  • Çocukluk Travmaları ve Kıskançlık: Çocukluk döneminde yaşanan travmalar, yetişkinlikte kıskançlık sorunlarına yol açabilir.

Bu makale, kıskançlık yaşayan kişilere ve ilişkilerinde bu sorunla karşılaşan çiftlere yönelik genel bir rehberdir. Her bireyin yaşadığı durum farklı olduğundan, bir uzmandan profesyonel destek almak önemlidir.

Devamını oku

Genel

Ayrılık Sonrası Toparlanma Rehberi: Yeni Bir Başlangıç İçin Adımlar

Yayınlandı

on

Masallar gibi başlayan bir ilişki,sonsuza kadar sürecek hissi,ilşkinin alışkanlık aşaması ve sonra yıkıcı son.Ayrılık,peki ne yapmalı?Bu süreci nasıl atlatmalı?Hepimizin ortak soruları?

“Ayrılık sonrası nasıl toparlanırım?”, “Ayrılık acısı nasıl geçer?”

Ayrılık, hayatın doğal bir parçası olsa da, duygusal olarak zorlu bir süreçtir. Bu süreçte kendinizi yalnız, üzgün ve geleceğe dair kaygılı hissetmeniz oldukça normaldir. Ancak unutmayın ki, bu zorlu dönemi atlatmak ve yeni bir başlangıç yapmak mümkündür. İşte ayrılık sonrası toparlanmanıza yardımcı olacak bazı ipuçları:

Duygularınızı Kabul Edin ve İfade Edin

  • Üzüntünüze izin verin: Gözyaşı dökmek, duygularınızı ifade etmek iyileşme sürecinin önemli bir parçasıdır.
  • Kendinize zaman tanıyın: Herkesin yas süreci farklıdır. Kendinize zaman tanıyarak duygularınızı işleme koyun.
  • Destek alın: Ailenizden, arkadaşlarınızdan veya bir terapistten destek almak, yalnız olmadığınızı hissetmenizi sağlayacaktır.

Kendinize Odaklanın

  • Hobilerinize zaman ayırın: Yeni bir hobi edinmek veya eski bir hobinize geri dönmek, dikkat dağıtmanıza yardımcı olacaktır.
  • Sağlıklı yaşam tarzı benimseyin: Düzenli uyku, dengeli beslenme ve egzersiz, hem fiziksel hem de duygusal sağlığınızı destekleyecektir.
  • Kendinize özen gösterin: Sıcak bir banyo yapmak, güzel bir kitap okumak veya yeni kıyafetler almak gibi kendinizi şımartmak için zaman ayırın.

Geçmişe Takılıp Kalmayın

  • Hatıralardan uzaklaşın: Eski eşyalarınızı saklamak yerine, onları bağışlamak veya atmak, yeni bir başlangıç yapmanıza yardımcı olacaktır.
  • Sosyal çevrenizi genişletin: Yeni insanlarla tanışmak, yeni deneyimler yaşamak ve kendinizi geliştirmek için fırsatlar yaratın.
  • Geleceğe odaklanın: Geçmişe takılıp kalmak yerine, gelecek planları yapın ve hedefler belirleyin.

Profesyonel Yardım Alın

Eğer yalnız başına baş edemiyorsanız, bir terapistten destek almak, duygularınızı anlamanıza ve sağlıklı bir şekilde atlatmanıza yardımcı olacaktır.

Ayrılık Sonrası Yapılmaması Gerekenler

  • İntikam almaya çalışmayın: Bu durum hem size hem de karşı tarafa zarar verecektir.
  • Sosyal medyada eski partnerinizi takip etmeyin: Bu, iyileşme sürecini uzatabilir.
  • Yeni bir ilişkiye hemen başlamayın: Kendinizi iyileştirmeden yeni bir ilişkiye başlamak, hem size hem de yeni partnerinize zarar verebilir.
Ankara Dedektif Hikayeleri

Ek Bilgiler:

  • Ayrılık sonrası depresyon: Ayrılık sonrası depresyon yaşayan kişilerin bir uzmana başvurması önemlidir.
  • Çocukların ayrılığa tepkileri: Çocukların ayrılığı daha farklı şekillerde deneyimlediğini unutmayın. Onlara destek olmak için bir çocuk psikologundan yardım alabilirsiniz.
  • Ayrılık sonrası arkadaşlık: Eski partnerinizle arkadaş kalmak her zaman mümkün olmayabilir. Bu durumda kendinize yeni arkadaşlıklar edinmeye odaklanın.
Devamını oku

Trend Yazılar