Connect with us

İş Dünyası

İş Hayatında Motivasyonun Önemi

Motivasyon tanım olarak, güdülenme, harekete geçme, belirli hedef belirleyerek ilerleme anlamlarına gelir. Gerek yaşamımızda gerekse iş hayatında da büyük öneme sahip olan motivasyon, 21. yüzyılda bilişsel sinirbilimcilerin üzerine en çok değindikleri konulardan birisidir.

Yayınlandı

on

İş ve Eğitim Hayatında Motivasyonun Önemi

Motivasyon tanım olarak, güdülenme, harekete geçme, belirli hedef belirleyerek ilerleme anlamlarına gelir. Gerek yaşamımızda gerekse iş hayatında da büyük öneme sahip olan motivasyon, 21. yüzyılda bilişsel sinirbilimcilerin üzerine en çok değindikleri konulardan birisidir. Motivasyon kavramını iyi anlamak yalnızca bizi iş ve okul yaşantımızda daha başarılı kılmakla kalmaz, aynı zamanda kendimizi daha iyi tanımamızı sağlar.

Motivasyon, bir yerde bireyin kendi içsel örüntülerinin bir dışavurumu olarak tanımlanabilir. Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi isimli piramidi, insanın kendini gerçekleştirme noktasına kadar olan tüm ihtiyaçlarını bir arada göstermeye yönelik bir girişimdir ve bu piramidi tırmanmak konusunda en temel gereksinimlerden birisi, motivasyona sahip olabilmektir.

Fakat günümüzde bir insanın daha üst düzey ihtiyaçlarını tatmin edebilmesi için motivasyon tek başına yeterli değil. Bireyin içinde bulunduğu şartlar, sosyoekonomik durumu, içinde yaşadığı ülke ve çevresini saran insanlar gibi birçok etmen bir araya gelerek bireylerin ihtiyaçlarını karşılama başarısını belirler. Yine de motivasyon, diğer şartların en azından minimal düzeyde sağlandığının varsayıldığı bir durumda, bir bireyi daha fazlasını başarmasını sağlayan etkendir.

Son yıllarda yapılan araştırmalar, bireylerin takip etmeyi seçtikleri hedef türlerine ve hedef arayışındaki iç ve dış etkilere odaklanmıştır. Davranışsal hedeflerin açık motivasyon değeri, genellikle bu hedeflerin uygulanıp uygulanmayacağı konusunda güçlü bir belirleyici değildir zira bilinçsiz etkiler, hedefe ulaşma başarısını doğrudan değiştirebilmektedir. Dolayısıyla motivasyon kavramını daha kapsamlı bir şekilde ele almalıyız.

Herzberg’in iki faktörlü motivasyon sisteminin, gündelik yaşama, özellikle de iş veya okul hayatınıza nasıl uygulayabileceğimize bir bakalım, ne dersiniz?

Motivasyon Mekanizmaları

Bilişsel, duyusal ve davranışsal sinirbilim araştırmalarının zorluklarından biri, bu tür etkileşimleri olanaklı hale getiren sinirsel mekanizmaların motivasyon-biliş etkileşimini açıklayabilmektir. Temel zorluk, “motivasyon” ve “biliş” kavramlarının, birbirlerinden bağımsız olarak faydalarını bilmemize rağmen, beyinde ayırt edilebilir henüz net bir şekilde saptanamamış olmasıdır.

Bilişsel hedeflerin içsel temsilinde ve çalışan belleğin (örneğin frontoparietal ve frontostriatal devrelerin) aktif olarak sürdürülmesinde ve bilginin manipülasyonunda yer alan sinir sistemleri, motive edilmiş davranışların oluşumunda yer alanlara çarpıcı bir benzerlik gösterir.

Bilişsel, hesaplamalı ve sistemsel nörobilim alanındaki son araştırmalar, ödül sinyallerinin ve motivasyonel durum değişikliklerinin, devam eden nörobilişsel işlemeyi düzenlediği temel mekanizmalardan bazılarını ortaya çıkarmaya başladı.Bu çalışmalar, özellikle de mevcut ödül teşvikleri olan bir bağlamda görevlerin yerine getirilmesinin, çalışma belleğinde aktif bakım, hazırlık niteliğinde dikkat, epizodik kodlama ve karar verme gibi denetime özgü bilişsel süreçlerde geliştirmelere yol açtığını göstermektedir.

Motivasyon, insanların birincil güdülerine doğrudan hitap eder. Bu sebeple insanları kontrol etmek veya onlara liderlik etmek isteyen kişilerin, kitlelerinin motivasyon araçlarını çok iyi bilmesi gerekmektedir. Hâl böyle olunca, genellikle hiyerarşiler ve çatışan emeller üzerine inşa edilmiş olan modern iş yaşamında da motivasyon kavramı önemli bir yer tutar. Bu alanda bulunan maddi altyapı da düşünülecek olursa, motivasyon üzerine bugüne kadar çok sayıda ve çeşitte kuram geliştirilmiş olması şaşırtıcı değildir. Bu yazıda anlatılacak kuram, Herzberg’in İki Faktörlü Motivasyon Sistemi olarak bilinen kuramdır.

Herzberg’in İki Faktörlü Motivasyon Sistemi

ABD’li psikolog Frederick Herzberg’in 1959 yılında geliştirmiş olduğu bu kuram, iş hayatında önemli pozisyonlarda bulunan yüzlerce kişi ile gerçekleşen, önemli bir çalışmaya dayanmaktadır.

Bu çalışma, bu araştırmaya katılan kişilerin işlerinden en çok ve en az mutlu oldukları zamanları derinlemesine araştırmayı konu almıştır ve bu sayede iş yaşamının hangi kısımlarının, ne tür motivasyon mekanizmalarıyla iyileştirebileceğimizi tespit etmek için iyi bir fırsat sunmuştur. Herzberg tarafından bu çalışma sonucunda iş yaşamında motivasyonu, mutluluğu ve başarıyı etkilediği belirlenen iki faktör, motive edici faktörler ve hijyen faktörleridir.

Motive Edici Faktörler

Herzberg konseptinde tutumlar, tanımlar çerçevesinde maddeler halinde aktarılır.

Bunlar şöyledir:

  • Başarı: İş, çalışana başarı hissini yaşatmalıdır. kişi, zor fakat değerli bir şey yapmış olmaktan gurur duyacaktır.
  • Tanınma: Bir iş, çalışana başarılarının takdir edilmesini sağlamalıdır. Bu tanıma hem üstlerinden hem de yakınlarından gelmelidir.
  • İşin kendisi: İşin kendisi ilginç ve çalışanları motive etmek için yeterince zorluk sağlamalıdır.
  • Sorumluluk: Çalışanlar, yaptıkları işin “sahibi” olmalıdır. Bu tamamlanmadan kendilerini sorumlu tutmalılar ve yönetiliyormuş gibi hissetmemelidirler.
  • İlerleme: Çalışan için terfi fırsatları bulunmalıdır.
  • Büyüme: İş, çalışanlara yeni beceriler öğrenme fırsatı vermelidir. Bu, işte veya daha resmi eğitim yoluyla olabilir.

Hijyen Faktörleri

Hijyen faktörleri, çalışanların içinde bulunduğu ortamın durumunu ve kalitesini belirleyen faktörlerin bir bütünüdür. Yani tüm bunlar, asıl işin kendisinde mevcut değildir; daha ziyade işin yapılabilirliğini etkiler. Bunlar çok önemli faktörlerdir çünkü hijyen faktörlerinin olmaması, çalışanların daha az sıkı çalışmasına sebep olacaktır.

Kaynak: https://evrimagaci.org/herzbergin-iki-faktorlu-motivasyon-sistemi-calistigimiz-ortamlarda-motivasyonu-nasil-arttirabiliriz-9811

Bunlar da şöyledir:

  • Şirket politikaları: Bunlar her çalışan için adil ve anlaşılır olmalıdır. Aynı zamanda rakiplerinkine eşdeğer olmalıdır.
  • Denetim: Denetim, adil ve uygun olmalıdır. Çalışana makul olduğu kadar özerklik tanınmalıdır.
  • İlişkiler: Zorbalığa veya kliklere karşı tolerans olmamalıdır. Akranlar, üstler ve astlar arasında sağlıklı, sevecen ve uygun bir ilişki sağlanmalıdır.
  • Çalışma koşulları: Ekipman ve çalışma ortamı güvenli, amaca uygun ve hijyenik olmalıdır. Bir diğer deyişle hijyen faktörleri arasında gerçek “hijyen” de vardır.
  • Maaş: Ücret yapısı adil ve makul olmalıdır. Aynı sektördeki diğer kuruluşlarla da rekabetçi olmalıdır.
  • Durum: Kuruluş, kuruluş içindeki tüm çalışanların durumunu korumalıdır. Anlamlı bir çalışma yapmak bir statü duygusu sağlayabilir.
  • Güvenlik: Çalışanların işlerinin güvende olduğunu ve sürekli işten çıkarılma tehdidi altında olmadıklarını hissetmeleri önemlidir.

Sonuç

İnsanlar, motivasyonlarını akla hayale gelmeyecek yerlerde bulabilirler ve hiç umulmadık hedeflere ulaşmakta kullanabilirler. İnsanlığı ilgi çekici ve şaşırtıcı kılan da budur. Bu sebeple bir şeyler üretmek için geliştirilen şş ortamlarında da motivasyonu kırıcı unsurlardan uzaklaşmalı, bu hayatın içinde olan herkesin motivasyonunu arttırıcı ortamlar sağlanmalıdır.

Pi Academic platformu olarak, yazar, editör ve diğer içerik üreticilerimizle sizler için ilgi çekici ve ilgiyle takip edebileceğiniz içerikler üretmekteyiz. Sizlere sunduğumuz içerikler başta Bilim, Teknoloji, Hukuk, İş Dünyası ve Haberler olarak kategorize edilmiştir. Tercih ettiğiniz içerik kategorisine tıklayarak okumaya başlayabilirsiniz.

Bununla beraber siber güvenlik alana ilgi duyuyor ve internette güvende kalmanız için bir şeyler okumak isterseniz buradan temel tavsiyelerle başlayabilirsiniz.



Hayata Pi Academic İle Bakın

Eğitim

Marka İhlallerine Karşı Birlikte Mücadele Edelim!

Yayınlandı

on

Değerli WPYB TURKEY Üyeleri,gönüllüleri ve Marka dedektifleri

Marka ihlalleri ve taklit ürünler, hem tüketicilerin güvenliğini tehlikeye atmakta hem de markaların itibarını zedelemektedir. Bu sorunla mücadele etmek ve toplumsal farkındalık oluşturmak amacıyla yeni bir platform oluşturduk. WPYB TURKEY platformu sayesinde, sokaklarda gezerken veya günlük yaşamınızda karşılaştığınız marka ihlallerini kolayca raporlayabilir ve bu sayede hem topluma katkıda bulunabilir hem de önümüzdeki günlerde bu farkındalık projemizle gelir kaynağı oluşturabilirsiniz.

Neden Katılmalısınız?

  • Toplumsal Farkındalık Gerçeği: Marka ihlalleri ve taklit ürünler konusunda bilinçlenmek ve bu konuda toplumu bilgilendirmek.
  • Güvenli Alışveriş: Tüketicilerin güvenli ve orijinal ürünlere ulaşmasını sağlamak.
  • Teşvik ve Ödüller:WPYBTURKEY uygulamamız ile İhlal bildirimlerinizle gelir elde etme fırsatı.

Nasıl Katılabilirsiniz?

  1. Üye Olun: Web sitemize üye olarak ve WPYB TURKEY bünyesinde gönüllümüz olarak topluluğumuza katılın.
  2. Sosyal Medya ve Online Platformlarda Marka Koruma Eğitimi
  3. Marka Dedektifliği Eğitimi
  4. Proaktif Marka Koruma Yaklaşımları Eğitimi
  5. Marka İhlali Tespiti Eğitimi
  6. Uygulama Kullanımı ve Raporlama Eğitimi
  7. Bu eğitimleri ücretsiz tamamlayarak büyük ailemizin bir üyesi ve eğitimli ve Sertifikalı Marka Dedektifi olun.
  8. İhlalleri Bildirin: Sokaklarda veya sosyal yaşamınızda karşılaştığınız marka ihlallerini ve taklit ürünleri raporlayın.
  9. Ödüllerinizi Kazanın: Her ihbarınız için ödüller kazanın ve topluma katkıda bulunun.

Birlikte daha güvenli ve adil bir ticaret ortamı oluşturabiliriz. Siz de bu toplumsal farkındalık hareketine katılın !

WPYB GLOBAL

FARKINDAYIZ,HAZIRIZ,YANINIZDAYIZ.

Devamını oku

Bilim

Kırık Camlar Teorisi ve Sokak Dedektifliği: Toplumsal Sorumluluk Çağrısı

Yayınlandı

on

Kırık Camlar Teorisi, Amerikalı suç psikoloğu Philip Zimbardo’nun 1969 yılında yaptığı bir deneyden esinlenerek geliştirilmiş bir teoridir. Bu teori, küçük çaplı düzensizliklerin ve ihlallerin, daha büyük suçlara ve toplumsal bozulmalara yol açabileceğini savunur1Örneğin, terk edilmiş bir binanın camları kırıldığında ve tamir edilmediğinde, bu durum daha fazla vandalizme davetiye çıkarır ve sonunda bina tamamen harap olabilir2.

Bu teoriyi yaşadığımız toplum ve çevredeki aksaklıkları engellemek için kullanabiliriz. İşte burada sokak dedektifliği devreye giriyor. Sokak dedektifleri, mahallelerinde veya çevrelerinde meydana gelen küçük düzensizlikleri ve ihlalleri tespit ederek, bunların daha büyük sorunlara dönüşmesini engelleyebilirler. Bu, sadece suç oranlarını düşürmekle kalmaz, aynı zamanda toplumsal düzeni ve güvenliği de artırır.

Sokak Dedektifi Olmanın Önemi

  1. Erken Müdahale: Sokak dedektifleri, küçük çaplı düzensizlikleri ve ihlalleri erken aşamada tespit ederek, bunların daha büyük sorunlara dönüşmesini engelleyebilirler. Örneğin, bir parkta kırık bir bankın tamir edilmesi, vandalizmin önüne geçebilir.
  2. Toplumsal Bilinç ve Katılım: Sokak dedektifleri, toplumun diğer üyelerini de bu tür sorunlara karşı duyarlı hale getirir. Bu, toplumsal bilincin artmasına ve herkesin yaşadığı çevreye daha fazla özen göstermesine yol açar.
  3. Güvenli ve Temiz Çevre: Sokak dedektifleri, çevrelerindeki düzensizlikleri ve ihlalleri tespit ederek, yaşadıkları alanın daha güvenli ve temiz olmasını sağlarlar. Bu, hem fiziksel hem de psikolojik olarak toplumun genel refahını artırır.

Sosyal Sorumluluk Çağrısı

Hepimiz yaşadığımız çevrenin bir parçasıyız ve bu çevrenin düzenli, temiz ve güvenli olmasını sağlamak bizim sorumluluğumuzda. Sokak dedektifliği, bu sorumluluğu yerine getirmenin etkili bir yoludur. Her birimiz, çevremizdeki küçük düzensizlikleri ve ihlalleri tespit ederek, bunların daha büyük sorunlara dönüşmesini engelleyebiliriz. Bu, sadece kendi yaşam kalitemizi artırmakla kalmaz, aynı zamanda toplumsal düzeni ve güvenliği de sağlar.

Unutmayalım ki, küçük adımlar büyük değişimlere yol açar. Hep birlikte, yaşadığımız çevreyi daha iyi bir yer haline getirebiliriz. Sokak dedektifi olun, toplumsal sorumluluğunuzu yerine getirin ve çevrenizi koruyun!

1Kırık Camlar Teorisi – Vikipedi 2Kırık Camlar Teorisi Nedir? – WM Aracı

Devamını oku

İş Dünyası

İş Stresinin Erkekler Üzerindeki Etkisi ve Çözüm Önerileri

Yayınlandı

on

Erkeklerin Görmezden Geldiği Sessiz Fırtına: İş Stresinin Yükselişi

Günümüzün yoğun iş temposu, erkekleri de kadınlar kadar hatta daha fazla etkileyen bir sorun haline gelen iş stresini beraberinde getiriyor. Özellikle erkek egemen kültürün hakim olduğu sektörlerde çalışan erkekler, rekabetçi ortam ve yüksek performans beklentileri altında eziliyor. MIND tarafından yapılan bir araştırma, erkeklerin zihinsel sağlık sorunlarının iş stresinden önemli ölçüde etkilendiğini ortaya koyuyor.

Neden Erkekler İş Stresini Daha Zor Yaşıyor?

  • Erkek Egemen Kültür: Erkeklerin duygularını ifade etmekte zorlanması ve güçlü görünme ihtiyacı, iş stresini içselleştirmelerine neden oluyor.
  • Rekabet Ortamı: Yüksek performans baskısı, sürekli kendini kanıtlama ihtiyacı ve başarısızlık korkusu erkekleri daha fazla strese itiyor.
  • İşveren Baskısı: Bazı işverenlerin, çalışanların hastalanmamalarını isteyerek, zihinsel sağlık sorunlarının dile getirilmesini engellemesi, durumu daha da kötüleştiriyor.
  • Toplumsal Beklentiler: Erkeklerin güçlü ve dayanıklı olması gerektiği yönündeki toplumsal beklentiler, erkeklerin zihinsel sağlık sorunlarını görmezden gelmelerine neden oluyor.

Erkeklerin Stresle Başa Çıkma Mekanizmaları

  • Yalnız Kalma: Erkekler, sorunlarını genellikle kendi başlarına çözmeye çalışıyor ve sosyal destek almaktan kaçınıyor.
  • Zararlı Alışkanlıklar: Alkol, sigara veya aşırı yeme gibi zararlı alışkanlıklar, geçici olarak rahatlama sağlamaya çalışıyor.
  • Fiziksel Aktivite: Egzersiz yapmak, stresle başa çıkmanın sağlıklı bir yolu olsa da, bazı erkekler bunu tek başına bir çözüm olarak görüyor.

Çözüm Önerileri

  • Erken Teşhis ve Müdahale: Erkeklerin zihinsel sağlık sorunlarını erken teşhis etmek ve tedavi etmek büyük önem taşıyor.
  • İş Yerinde Destekleyici Ortam: İşverenlerin, çalışanların zihinsel sağlıklarını destekleyen politikalar oluşturması ve açık iletişim kanalları kurması gerekiyor.
  • Erkeklerin Duygusal İfade Becerilerini Geliştirmeleri: Erkeklerin duygularını ifade etmekte zorlanmaları, destek almalarını engelliyor. Bu nedenle duygusal zeka eğitimleri ve terapi gibi yöntemler faydalı olabilir.
  • Toplumsal Farkındalık: Erkeklerin de zihinsel sağlık sorunları yaşadığı konusunda toplumsal farkındalık yaratmak gerekiyor.
  • Sağlıklı Başa Çıkma Mekanizmaları: Meditasyon, yoga, spor gibi sağlıklı başa çıkma mekanizmalarının öğretilmesi önemlidir.

İşverenlere Düşen Görevler

  • Zihinsel Sağlık Politikaları: İş yerlerinde zihinsel sağlığı destekleyen politikalar oluşturmak ve bu politikaları aktif bir şekilde uygulamak.
  • Eğitim Programları: Çalışanlara zihinsel sağlık konusunda eğitim programları düzenlemek.
  • Gizlilik ve Güven: Çalışanların zihinsel sağlık sorunlarını gizli tutmak ve güvenli bir ortam sağlamak.
  • Destek Hizmetleri: Çalışanlara psikolojik destek hizmetleri sunmak.

Sonuç

İş stresi, erkeklerin hem kişisel hem de profesyonel hayatını olumsuz etkileyen ciddi bir sorun. Bu sorunun üstesinden gelmek için bireysel çabaların yanı sıra, işverenlerin ve toplumun da duyarlı olması gerekiyor. Erkeklerin zihinsel sağlık sorunlarını görmezden gelmek yerine, onlara destek olmak ve sağlıklı bir yaşam sürmelerine yardımcı olmak hepimizin sorumluluğundadır.

Devamını oku

Trend Yazılar