Connect with us

Teknoloji

İnsanlaşan Makineler – Yapay Zekâ

İnsanlar, geçmişte ve günümüzde, insan gibi davranan makineleri düşlemiş ve bu makineleri yapmaya çalışmıştır. İnsan gibi davranan makineleri yapmaya uğraşırken…

Yayınlandı

on

Photo: Shutterstock

Prof. Dr. Eşref Adalı

İnsanlar, geçmişte ve günümüzde, insan gibi davranan makineleri düşlemiş ve bu makineleri yapmaya çalışmıştır. İnsan gibi davranan makineleri yapmaya uğraşırken, kendisinin yani insanın nasıl bir yapısı olduğunu anlamaya çalışmıştır; özellikle beyninin nasıl çalıştığını öğrenmeye çalışmıştır. Bu bağlamda, insana özgü akıl ve zekâ kavramlarını tanımlamıştır.

Doğru ve yanlışı birbirinden ayırabilme yetisi akıl olarak tanımlanmıştır. Aklın doğuştan kazanılmış bir yetenek olduğu anlaşılmıştır. İnsan, karşılaştığı olaylar ve durumlar hakkında, aklını kullanarak kapsamlı düşünebilmekte, yorumlar üretebilmektedir. İnsanın biyolojik gelişmesiyle birlikte aklı da gelişmektedir. Dolayısıyla, sağlıklı her insanın aklı vardır ve akıl ölçülebilir değildir. Akıl sözcüğünün, Türkçedeki karşılığı ustur.

İnsanın, karşılaştığı bir olay ve durumu algılayabilme ve buna karşı çözüm üretme yeteneği zekâ olarak tanımlanmıştır. Zekâ, zaman içinde, eğitim, öğrenme ve çevre etkenleri ile gelişmektedir. Görülen eğitim ve çevre yönlendirmeleri insanı belli alanlarda, örneğin matematik, edebiyat, müzik, görsel sanatlar alanlarında zeki yapmaktadır. Dolayısıyla, bazı insanlar belli alanlarda daha zeki olabilirler. Zekâ zaman içinde kazanılan bir değer olduğu için ölçülebilir ve ölçülmesi ile ilgili yöntemler geliştirilmiştir. Zekâ sözcüğünün, Türkçedeki karşılığı anlaktır. Akıl, us, zekâ ve seyrek kullanılan anlak sözcükleri çoğunlukla birbirinin yerine yanlış olarak kullanılmaktadırlar. Yazımızın konusu olan Yapay Zekâ teriminin de doğruluğu tartışılabilir: Makinelerin akıllı mı yoksa zeki mi olması beklenmektedir? İnsan aklını kullanarak, bir durum karşısında doğru, dolayısıyla mantıklı olan çözümü seçer. Aynı insan, ilk karşılaştığı bir durum karşısında, kendince en uygun davranışa, zekâsını kullanarak karar verir. Makinelerden beklenen davranışın; aklın gösterdiği yol mu, yoksa zekânın gösterdiği çözüm mü olduğu tartışmalıdır. Dilimizde Yapay Zekâ olarak kullanılan terim ilk kez 1956 yılında Dartmount Koleji’nde düzenlenen ve seçkin bilim insanlarının katıldığı konferansta “Artificial Intelligence: AI” biçiminde dillendirilmiştir. Bu toplantıya katılan J. McCart- hy (Lisp dilinin geliştiricisi), M. Minsky (MIT Yapay Zekâ Laboratuvarı kurucu- su), C. Shannon (IBM), A. Newell (ABD Yapay Zekâ Derneği’nin ilk başkanı) ve H. Simon (Nobel ödüllü) zeki bilgisayarların gerçekleştirilme olasılığının araştırılmasını önermişlerdir. Doğal zekâ ile yapay zekâ arasında farkların olacağı açıktır. Bu farklardan bazıları, yapay zekâyı üstün kılarken bazıları doğal zekâyı üstün kılmaktadır. İlk olarak yapay zekânın üstün olduğu yönler, ardından doğal zekânın üstün olduğu yönler açıklanacaktır:

Yapay Zekânın Üstün Yönleri

  • Yapay zekâ kalıcıdır: İnsan öğrendiği ve deneyimlediği olay ve konuları, benzerlerini yaşamadığında zaman içinde unutabilir. Ancak yinelenen ve insan için önemli deneyimlere ilişkin bilgiler bellekte sürekli tutulmaktadır. Unutmanın hızı, konuya verilen önem derecesiyle ters orantılıdır. Unutma sırasında, önce ayrıntılar, daha sonra ana bilgiler silinmektedir. Unutulan bilgiler, belli hatırlatmalar ile geri kazanılabilmektedir. Unutma özelliği, insanın belleğinin gereksiz verilerle işgal edilmesini önlemektedir. Bilgisayarın belleğine yazılmış olan bir veri bilinçli olarak silinmediği sürece, bellekte kalmaktadır.

Dolayısıyla bilgisayarın unutma yeteneği yoktur.

  • Yapay zekâ paylaşılabilir: Zekâ, insanda eğitim, öğrenme ve çevre etkenleri ile gelişmektedir. Bu birikimin bir başka insana aktarılması, usta çırak ilişkisi ile olabilmektedir ve aktarım uzun süre almaktadır. Bir kişide oluşan zekânın tümüyle bir başkasına aktarıldığı söylenemez. Buna karşın, yapay zekâ bir bilgisayarda oluşturulduğundan, bunun diğer bilgisayarlara aktarılması, kopyalama yöntemiyle kolayca yapılabilir.
  • Yapay zekâ daha kolay elde edilebilir: Bir bilgisayarın zekâ düzeyinin yükseltilmesi, bir insanın zekâ düzeyinin yükseltilmesine göre daha kolaydır; kolay olduğu için maliyeti de düşüktür.
  • Yapay zekâ tutarlıdır: Aynı olay karşısında verilecek tepki insandan insana değişik olacaktır. Hatta benzer iki olayda, aynı insan farklı davranabilmektedir. Bunun nedeni insanların zekâ düzeylerinin farklı olması ve insan olmalarıdır. Yapay zekâ sistemlerinde aynı ya da benzer olaylarda verilen tepki hep aynı olacaktır. Farklı zekâ düzeyindeki yapay zekâ sistemlerinden aynı olay karşısında farklı tepki görülmesi, zekâ düzeyi ile ilgilidir.
  • Yapay zekâ kayıtlıdır: Bir durum veya olay karşısında yapay zekâ tarafından üretilen tepki kaydedilmektedir. Dolayısıyla, benzer bir durumla karşılaşıldığında, eski kararlar gözden geçirilmekte ve en yakın olan tepki verilmektedir. Buna karşın insan, karşılaştığı her olayda, geçmişte yaşadığı benzer olayı aklına getirmekte ya da onu hiç düşünmeden yeni bir karar oluşturabilmektedir.

Doğal Zekânın Üstün Yönleri

  • Doğal zekâ yaratıcıdır: İnsan kendi ve başkalarının deneyimlerini değerlendirerek zekâsını geliştirebilir, dolayısıyla yaratıcıdır. Yapay zekâ, bilgisayara yüklenen bilgi ile sınırlıdır; dolayısıyla yaratıcılığı insana kıyasla kısıtlıdır.
  • Deneyimlerden yararlanma: Doğal zekâ insana duyu organlarının yardımıyla öğrendiği deneyimleri kullanma ve bu deneyimlerden yararlanma yeteneği kazandırır. Yapay zekâ sistemleri genellikle sembolik girdiler ile çalışırlar.
  • Usavurma yeteneği: İnsan karşılaştığı yeni durum karşısında, deneyimlerine dayanarak ve usavurma yeteneğini kullanarak hızlı ve yeni bir çözüm üretebilmektedir. Yapay zekânın üretebileceği çözümler, kendisine yüklenen bilgiler ve öğretilen çözüm yöntemleri ile sınırlıdır.

Kullanım Alanları

1956 yılında yapay zekâ terimini türetenlerin amacı, bilgisayarları zekileştirmekti. Ancak zaman içinde bu kavramın anlamı genişletilmiş ve aşağıdaki alanlarda kullanılmaya başlanmıştır:

İnsan gibi düşünen ve davranan sistemler: Yapay zekâ terimini önerenlerin beklentileri, insan gibi düşünen ve dolayısıyla insan gibi davranan bilgisayarların geliştirilmesidir. İnsan nasıl öğreniyor ve zekâsını nasıl geliştiriyor ise, bilgisayarların da aynı yolla öğrenmesi ve zekâsının geliştirilmesi amaçlanmıştır. Bu amaca hizmet edecek çalışmalar hâlen ödüllendirilmektedir. Bilgisayarın zekâ düzeyini ölçmek için değişik yöntemler geliştirilmiş olmasına karşın A. Turing tarafından önerilen sınama yöntemi günümüzde de kullanılmaktadır. Bu sınama yönteminde, sorulan bir soruya insan ve bilgisayar yanıt vermekte; hakem yanıtın kimden geldiğini bilmeden, hangisinin insan hangisinin bilgisayar tarafından verildiğine karar vermektedir. Bu sınama sonucunda, bilgisayarın verdiği sonuçların başarımı, bilgisayarın zekâ düzeyini belirlemektedir. İnsan gibi düşünen ve davranan bilgisayar çalışmaları için en çarpıcı örnekler, satranç gibi oyun programlarıdır. Günümüzde, dünya satranç şampiyonları ile başa baş satranç oynayabilen programlar geliştirilmiştir.

Uzman sistemler: Bir uzmanın, uzmanlığına ilişkin bilgileri ve kararlarını bilgisayara öğretmenin sonucu olarak uzman sistemler üretilmektedir. Günümüzde, tıp, finans, trafik, sigortacılık ve süreç denetimi gibi alanlarda uzman sistem çözümleri kullanılmaktadır. ELIZA yazılımı, hastalara tanı koyma konusunda geliştirilmiş bir yazılım olarak, uzman sistemler için önemli bir örnektir.

Doğal dil işleme: İnsanların konuştuğu doğal dili anlama, sorulara yanıt verme, diller arası çeviri ve yapay konuşma üretme konuları Doğal Dil İşleme (DDİ) başlığı altında toplanmaktadır. Bir doğal dili anlama çalışmaların ilk aşaması dildeki sesleri tanımak ile başlar. Sesbilimi bir dildeki sesleri (ünlü ve ünsüz sesleri) araştırır. Bazı diller ünlü çeşitliliği açısından zengin bazıları fakirdir. Örneğin Türk dillerinde 8-13 ünlü sesli varken Arapçanın ünlü sayısı 3-4 kadardır. Sesbiliminin ardında dilin biçimbilimsel yapısını incelemek gerekir. Türkçe gibi eklemeli dillerde biçimler son derece önemlidir ve kök sözcüğe yeni anlam katarlar. Tümce içinde, özne tümleç ve yüklem sırası dil ailelerine göre değişiklik göstermektedir. Örneğin Türk dillerinde diziliş özne-tümleç-yüklem biçiminde iken Hint-Avrupa dillerinde özne-yüklem-tümleç biçimindedir. Bir insanın konuşmasını bilgisayara aktarabilmek için, dilin sesbilimini, biçimbilimini ve sözdizimini bilgisayara öğretmemiz gerekir. Bu aşamadan sonra, tümcenin anlamı çıkarılabilir. Doğal dillerde, bir sözcüğün birden çok anlam taşıdığı bilinmektedir. Bu nedenle, sözcüğün ilgili tümce içindeki gerçek anlamının bulunması, DDİ çalışmalarının önemli bir araştırma konusudur. Bir sözcüğün gerçek anlamının bulunması sırasında, konuşmanın konusu, önceki ve sonraki sözcükler belirleyici olmaktadır. Bir tümcenin anlamının belirlenmesi, bu tümcenin bir başka dile çevrilmesi veya soru yanıt sistemlerinde uygun yanıtın hazırlanması sırasında gerekli olmaktadır. Günümüzde, diller arası çeviri konusunda önemli çalışmalar yapılmaktadır. Otomatik yanıt sistemleri ticari alanlarda kullanılmaya başlanmıştır. Bu yöntem ile otelde yer ayırtma ve bankacılık hizmetleri verilmeye başlanmıştır.

Robotlar: Robotlar, akıllı veya zeki bilgisayarların mekanik arabirimi olarak düşünülebilir. Bir başka deyişle, robotları yöneten birim bilgisayardır. İşlevsellikleri açısından robotlar üç sınıfa ayrılırlar:

  • Programlı robotlar: Bu tür robotların hareketleri adım adım bir program yardımıyla öğretilir. Bu amaçla geliştirilmiş olan özel diller kullanılır. Robot, programın adımlarını tartışmasız yerine getirir. Çalışması sırasında karşılaşacağı olağandışı durumlar ve bu durumlarda vereceği tepkiler de program içinde yazılıdır. Bu tür robotlar genellikle montaj işlemlerinde kullanılır. Programlı robotların, bilgisayarsız olanları da tasarlanmıştır. Bu tür örnekler El-Cezeri’nin (1206) kitabında görülmektedir.
  • Öğretilebilen robotlar: Robotun yapması gereken bazı hareketleri, hareket denklemleri ile yazmak son derece zordur. Bu nedenle, robotun eli bir uzman tarafından tutularak hareket ettirilir. Robot yapılan tüm hareketleri beller ve daha sonra bu hareketleri kendisi yineler. Araba boyama robotları, bu tür robotlar için en güzel örneklerdir.
  • Akıllı robotlar: Akıllı robotlar, çevresi ile etkileşimde bulunan ve buna göre davranış ve hareketlerini belirleyen robotlardır. Bu tür robotlara temel görevleri program ile öğretilir, ancak bu görevi yerine getirirken çevresinden bilgi edinerek hareket eder. Akıllı robotlar için en temel örnek taşıma robotları gösterilebilir, en üst düzey örnekler insansı robotlardır. Taşıma robotları, fabrika içinde bir paketi bir iş noktasından diğer bir iş noktasına götürebilmektedir. Taşıma sırasında, belli bir yolu izlemekte, önüne çıkan engellere göre davranabilmekte ayrıca diğer taşıma robotları ile iletişimde bulunabilmektedir. İnsansı robotlar, insana benzemekte, yürüyebilmekte ve belli ölçüde konuşabilmektedir. Bu robotlar, yapay zekâ çalışmalarının hedeflediği türlerdir. Akıllı robotlar, yapay zekâ çalışmaları kapsamında önemli bir yer tutmaktadır. Bunun nedenini, insan gibi düşünen ve davranan makine yapma düşüncesine bağlayabiliriz. Böyle bir hedefe ulaşma çalışmalarında robotlar birçok soruyu yanıtlamaktadır. Örneğin, robotun doğal dildeki konuşmayı anlaması ve buna yanıt vermesi beklenmektedir. Hareket ederken çevresini görmesi ve ona göre hareket etmesi beklenmektedir. Beklenmedik durumlarda karar vermesi istenmektedir.

Taşıma robotlarının bir üst modeli olarak, günümüzde sürücüsüz araçlar geliştirilmektedir. Sürücüsüz araçların havada, suda ve karada gidenleri hakkında günlük haber kaynaklarında bilgiler yer almaktadır. İnsansız Hava Aracı (İHA) ağırlıklı olarak askeri amaçlarla kullanılmaktadır. Bu araçlar, kendileri için belirlenmiş bir yörüngeyi izleyerek görüntü toplamakta, bazıları silah kullanmaktadır. İnsansız denizaltılar da benzer amaçlarla kullanılmaktadır. Binek arabaları ve kamyonlar için benzer çalışmalara son yıllarda ağırlık verilmiştir. Amaç, sürücü gerektirmeden aracın bir yerden diğer bir yere gitmesidir. Bu araçlarda kullanılan temel ilke taşıma robotlarında kullanılan teknikler ile aynıdır. Bu tür robotlar, konum bilgisini, çevredeki araçların konumlarını, trafik bilgilerini sürekli olarak öğrenmekte, belleğindeki harita bilgisi üzerinde bu bilgileri değerlendirmekte ve yol alabilmektedir.

Görüntü işleme: Bir makinenin, insanın sahip olduğu yeteneklere erişebilmesi için görme yeteneğinin de olması gerekir. Bir bilgisayara veya robota görme yeteneğinin kazandırılması, kameradan gelen görüntünün işlenmesi ile sağlanmaktadır. Kamera robotun üzerinde olabileceği gibi ortamın uygun bir yerinde de olabilir. Kameradan gelen görüntü ile ortamdaki nesneler tanınmaya çalışılır. Tanıma işlemi uygulamaya göre basit ya da karmaşık olabilir. Örneğin bir aracın plakasını okumak basit sayılırken, bir kişiyi yüzünden tanımak karmaşık bir işlemdir. Görüntü işlemenin niteliği ve yetkinliği çalışmanın amacına uygun olarak belirlenir. Dolayısıyla, yapay zekâ sistemine sağlayacağı katkı bu belirleme ile sınırlı kalır. Günümüzde, otopark ve otoyol girişlerinde plaka tanınması, MOBESE kameraları ile toplumsal olaylara karışanların kimliklerinin belirlenmesi, uydudan çekilen fotoğraflar ile tarım verilerinin hesaplanması, askeri hedeflerin belirlenmesi görüntü işleme yöntemleri ile gerçekleştirilmektedir.

Makine öğrenmesi: Bilgisayarın, bir konu ile ilgili büyük miktarda veri kümesini inceleyip yorumlayarak konuyu öğrenmesine kabaca makine öğrenmesi diyebiliriz. Örneğin, bir dilde yazılmış metinleri inceleyip dilin modelinin çıkarılması, sözcüklerin gerçek anlamlarının bulunması makine öğrenmesi ile gerçekleştirilebilmektedir. Araç sigorta poliçe ve hasar bilgilerini içeren veri tabanını inceleyerek, hasar ve kullanıcılar arasındaki ilişkileri ortaya çıkarmak ve kişiye özgü sigorta pirimi hesaplamak bir başka örnektir. Makine öğrenmesi yöntemleri, bir yapay zekâ sisteminin öğrenmesi amacıyla kullanılmaktadır. Bu yöntem, insanın kolayca edinemeyeceği önemli bilgilerin öğrenilmesi açısından önemlidir. Bu sayede yapay zekâ sistemleri doğal zekâya üstünlük sağlayabilirler. Makine öğrenmesi yöntemlerine veri madenciliği yöntemleri de eklenerek yapay zekâ sisteminin yetenekleri artırılmaktadır.

Yapay Zekânın Geleceği

Genel amaçlı bilgisayarların geçmişi 1950’lere kadar geri götürülebilir. Yaklaşık 70 yıllık geçmişi olan bilgisayarın, gelişimindeki hıza bakarak daha çok gelişeceğini söylemek için kâhin olmak gerekmez. Bilgisayarların işlem hızları arttıkça ve yapay zekâ ve ilişkili konularda çalışan bilim insanlarının araştırmaları arttıkça yapay zekânın her gün daha çok gelişeceği açıktır. Bu gelişmelere bağlı olarak bir gün insan zekâsına yakın sistemlerin oluşturulabileceğini söyleyebiliriz. İnsanların bir özelliği hayal ettiklerini gerçekleştirmeye çalışmaktır. Konumuz ile ilgili hayaller içinde Stanley Kubrick’in 1986’da çevirmiş olduğu “ 2001: A Space Odyssey” filmindeki HAL isimli bilgisayardır. HAL insan konuşmasını anlayabilmekte ve insan gibi konuşabilmektedir. Hatta insanların dudaklarını okuyabilmektedir. 1986’da konuşabilen bilgisayar yoktu ancak günümüzde vardır. Henüz dudak okuyan bilgisayarları bugün görmüyoruz ancak gelişmelere bakarak bir gün dudak okuyabilen bilgisayarların olabileceğini söyleyebiliriz. Yapay zekâlı robotlar bir gün yapımcılarına karşı gelip zarar verebilirler mi? Böylece Asimov’un robot tanımındaki “robot sahibine, daha genel anlamda insanlığa zarar veremez” ilkesi bozulacak mı? Bu sorunun yanıtını, bugün vermek zordur. Yapay zekâlı bilgisayarlar ve robotlar insan tarafından geliştirildiği sürece bu kuralın geçerli kalacağını söyleyebiliriz. Ancak bir gün geliştirmenin akıllı bilgisayarlar tarafından yapılabileceği düşünüldüğünde, insanlığa zarar verebilecek sistemlerin de üretilebileceği söylenebilir. Yaratıcılık yeteneğinin insana özgü bir özellik olduğunu ve bu yeteneğin bir makinede oluşamayacağını varsayarsak, yapay zekânın insan zekâsından bir derece aşağıda kalacağını söyleyebiliriz. Bu durum insanlık için bir üstünlük olarak kalacak ve içimizi rahatlatacaktır. Nitekim Stanley Kubrick söz konusu filmde isyan eden bilgisayarı, bir insan tarafından devre dışı bıraktırmayı yeğlemiştir.

(İTÜ Vakfı Dergisi, 2017, Sayı 75: Yapay Zeka – s.8-13)

Hayata Pi Academic İle Bakın

Pi Academic platformu olarak, yazar, editör ve diğer içerik üreticilerimizle sizler için ilgi çekici ve ilgiyle takip edebileceğiniz içerikler üretmekteyiz. Sizlere sunduğumuz içerikler başta Bilim, Teknoloji, Hukuk, İş Dünyası ve Haberler olarak kategorize edilmiştir. Tercih ettiğiniz içerik kategorisine tıklayarak okumaya başlayabilirsiniz.

Bununla beraber siber güvenlik alana ilgi duyuyor ve internette güvende kalmanız için bir şeyler okumak isterseniz buradan temel tavsiyelerle başlayabilirsiniz.

Devamını oku
Yorum yapmak için tıklayın

Cevaplayın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Eğitim

Marka İhlallerine Karşı Birlikte Mücadele Edelim!

Yayınlandı

on

Değerli WPYB TURKEY Üyeleri,gönüllüleri ve Marka dedektifleri

Marka ihlalleri ve taklit ürünler, hem tüketicilerin güvenliğini tehlikeye atmakta hem de markaların itibarını zedelemektedir. Bu sorunla mücadele etmek ve toplumsal farkındalık oluşturmak amacıyla yeni bir platform oluşturduk. WPYB TURKEY platformu sayesinde, sokaklarda gezerken veya günlük yaşamınızda karşılaştığınız marka ihlallerini kolayca raporlayabilir ve bu sayede hem topluma katkıda bulunabilir hem de önümüzdeki günlerde bu farkındalık projemizle gelir kaynağı oluşturabilirsiniz.

Neden Katılmalısınız?

  • Toplumsal Farkındalık Gerçeği: Marka ihlalleri ve taklit ürünler konusunda bilinçlenmek ve bu konuda toplumu bilgilendirmek.
  • Güvenli Alışveriş: Tüketicilerin güvenli ve orijinal ürünlere ulaşmasını sağlamak.
  • Teşvik ve Ödüller:WPYBTURKEY uygulamamız ile İhlal bildirimlerinizle gelir elde etme fırsatı.

Nasıl Katılabilirsiniz?

  1. Üye Olun: Web sitemize üye olarak ve WPYB TURKEY bünyesinde gönüllümüz olarak topluluğumuza katılın.
  2. Sosyal Medya ve Online Platformlarda Marka Koruma Eğitimi
  3. Marka Dedektifliği Eğitimi
  4. Proaktif Marka Koruma Yaklaşımları Eğitimi
  5. Marka İhlali Tespiti Eğitimi
  6. Uygulama Kullanımı ve Raporlama Eğitimi
  7. Bu eğitimleri ücretsiz tamamlayarak büyük ailemizin bir üyesi ve eğitimli ve Sertifikalı Marka Dedektifi olun.
  8. İhlalleri Bildirin: Sokaklarda veya sosyal yaşamınızda karşılaştığınız marka ihlallerini ve taklit ürünleri raporlayın.
  9. Ödüllerinizi Kazanın: Her ihbarınız için ödüller kazanın ve topluma katkıda bulunun.

Birlikte daha güvenli ve adil bir ticaret ortamı oluşturabiliriz. Siz de bu toplumsal farkındalık hareketine katılın !

WPYB GLOBAL

FARKINDAYIZ,HAZIRIZ,YANINIZDAYIZ.

Devamını oku

Teknoloji

Truva Atı Virüsü Nedir? Kapsamlı Bir Rehber

Yayınlandı

on

Siber güvenlik ipuçları

Truva atı virüsü nasıl temizlenir

Bilgisayar dünyasının en tehlikeli zararlı yazılımlarından biri olan Truva atı (Trojan), adını Yunan mitolojisindeki Truva atından alır. Tıpkı mitteki atın içine saklanan askerler gibi, bu virüsler de zararsız görünen programların içinde gizlenerek sisteme sızılır. Bu yazıda, Truva atı virüslerinin ne olduğu, nasıl çalıştığı, türleri ve korunma yöntemleri hakkında detaylı bilgi vereceğiz.Güvenli internet kullanımın ilk adımı internetteki riskleri bilmektir.

Truva Atı Virüsü Nedir?

Truva atı virüsü, kullanıcıyı kandırmak için masum bir program gibi görünen ancak sistemde zararlı işlemler gerçekleştiren bir tür zararlı yazılımdır. Bu virüsler, genellikle e-posta ekleri, indirme siteleri veya sahte web siteleri aracılığıyla sisteme bulaşır.

Truva Atılarının Çalışma Mekanizması

Truva atları, sisteme bulaştıktan sonra gizlice çalışmaya başlarlar. Bu süreçte aşağıdaki gibi zararlı etkinlikler gerçekleştirebilirler:

  • Veri çalmak: Kullanıcı şifreleri, banka bilgileri gibi hassas verileri çalarak siber suçlulara aktarır.
  • Sisteme uzaktan erişim sağlamak: Saldırganların, bilgisayarınızı uzaktan kontrol etmesini sağlar.
  • Diğer zararlı yazılımları indirmek: Bilgisayarınıza başka zararlı yazılımlar bulaştırabilir.
  • Sistem performansını düşürmek: Bilgisayarınızı yavaşlatabilir ve çökebilir hale getirebilir.
  • Ağ trafiğini yönlendirmek: İnternet trafiğinizi kontrol ederek kişisel bilgilerinizi çalabilirler.

Truva Atı Türleri

Truva atları, gerçekleştirdikleri görevlere göre farklı türlere ayrılır. Bunlardan bazıları şunlardır:

  • Bankacı Truva Atı: Çevrimiçi bankacılık işlemleri sırasında kullanıcı bilgilerini çalar.
  • Arka Kapı Truva Atı: Saldırganların sisteme uzaktan erişim sağlamasını sağlar.
  • Ransomware: Kullanıcının dosyalarını şifreleyerek fidye talep eder.
  • Rootkit: Sistemin derinliklerine sızan ve tespit edilmesini zorlaştıran bir tür Truva atıdır.

Truva Atlarından Korunma Yolları

  • Güvenilir yazılım kullanın: Lisanslı ve güncel antivirüs programları kullanın.
  • E-posta eklerine dikkat edin: Bilmediğiniz kişilerden gelen e-posta eklerini açmayın.
  • Güçlü şifreler oluşturun: Karmaşık ve benzersiz şifreler kullanın.
  • İşletim sisteminizi güncel tutun: Üretici tarafından yayınlanan güncellemeleri zamanında yükleyin.
  • Şüpheli web sitelerine girmeyin: Güvenilir olmayan web sitelerine girmekten kaçının.
  • Kamu Wi-Fi ağlarını dikkatli kullanın: Kamu Wi-Fi ağlarında hassas işlemler yapmayın.
  • Yedek alın: Önemli verilerinizi düzenli olarak yedekleyin.

Sonuç

Truva atı virüsleri, siber güvenlik için ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Bu nedenle, yukarıda belirtilen önlemleri alarak kendinizi ve cihazlarınızı koruyabilirsiniz. Şüpheli bir durumla karşılaştığınızda ise bir siber güvenlik uzmanından yardım almayı unutmayın.

SEO Uyumlu Ek Bilgiler:

  • Truva atı virüsü nasıl temizlenir
  • Truva atı virüsü belirtileri
  • Truva atı virüsü bulaşma yolları
  • En iyi antivirüs programları
  • Siber güvenlik ipuçları

Bu makale, Truva atı virüsleri hakkında kapsamlı bir bilgi sunmaktadır. Daha fazla bilgi için güvenilir siber güvenlik kaynaklarını takip edebilirsiniz.

Not: Bu makaledeki bilgiler genel bir çerçeve sunmaktadır. Siber güvenlik alanındaki gelişmeler doğrultusunda yeni tehditler ortaya çıkabilir. Bu nedenle, güncel bilgileri takip etmek önemlidir.

Devamını oku

Hukuk

Blockchain ve Yeni Nesil Dijitalleşmenin Vergi ve Finans Sistemlerine Uyumu

Yayınlandı

on

Yazar

Blockchain, sürekli büyüyen işlem kayıtlarının listesini, çalınma ve değiştirilme gibi tehlikelerden koruyarak tutan dağıtık veri tabanıdır. Merkezi bir sunucunun ve veya bir otoritenin kaldırılmasına olanak sağlayarak, dağıtık bir veri tabanı yapısında, ağdaki tüm katılımcılara şifrelenmiş şekilde verinin yayılmasını sağlar. Herhangi bir üçüncü tarafa gerek duymaksızın, yapılan işlemi blok içine kaydetme, bunu ağdaki her katılımcıya yayınlama, katılımcılar tarafından doğrulanan ve ağ protokolüne göre onaylanan blokların sistematik bir biçimde uç uca eklenmesiyle zincir işlem kaydı oluşturma prensibiyle çalışır.

Blockchain teknolojisi yüksek avantajlar barındırır. En önemlileri, aracıları ortadan kaldırır, kullanıcılara işlemler üzerinde tam kontrol yetkisi tanır, bu esnada kişisel mali riski en aza indirir, işlemleri hızlandırır, maliyetleri minimize eder, şeffaf güvenli ve erişilebilirdir, ilgili tüm endüstrilerdeki yenilik potansiyelini besler. Barındırdığı veriler tam, kesin, anlık ve geniş çapta kullanılabilirdir. Tek bir merkezden idare edilmediği için kötücül amaçlı yazılımların tek seferde saldırısıyla zarar görme ihtimali yoktur.

Ancak aynı zamanda regülasyonu ve yasal adaptasyonu zordur, yazılım güncellemeleri zordur, performansı merkezi sistemlere nazaran yetersiz kalabilir, imza ve doğrulamalar karmaşıklaşabilir, bitmesi günler haftalar alabilir, günümüz veri limitleri de bu sisteme yetmeyecektir. Bitcoinle yapılan ödemeler geri alınamaz yapıdadır, ve ayrıca kuru da çok dalgalı ve spekülasyona açıktır, dolayısıyla tüketim amaçlı kullanımı da mümkün olmayacaktır. Kullanıcıların bizzat sağladığı sistem güvenliği de tartışmalara ve ileride kapasite sorununa gebedir.

Bitcoin, Ethereum, Ripple ve diğer kripto para birimleri, blok zincirine bağlı platform türlerindendir ancak Blockchain teknolojisi, salt bu para birimlerinden bağımsız olarak, ülkelerin kimlik, sosyal güvenlik, enerji, oylama ve seçim, ve hatta vergi sistemlerine adapte edilebilecek zincir defter uygulamalarıyla yükselmektedir. Başka bir deyişle ülkelerin ülkelerüstü bu şifreli data blok zincirlerine adaptasyonu kapıdadır.

45 değişik ülkede, kamusal 202 alanda kullanımda olan Blockchain teknolojisi en çok ithalat ihracat alanında, borsalardaki işlem takiplerinde görülmektedir. Özel sektörün diğer kollarında ise, an itibariyle, Takas İstanbul’un yapmış olduğu Takasbank Blokzincir Tabanlı Transfer Platformu, “BiGA-Dijital Altın” dikkat çekmekte, dijital varlığa dönüşebilen altının blokzincir teknolojisi ile zaman kısıtı olmaksızın kişiden kişiye transferine imkan tanıyan projeye ilk etapta Ziraat Bankası, Vakıfbank, Garanti BBVA, Albaraka Türk Katılım Bankası, Kuveyt Türk Katılım Bankası ve Ziraat Katılım Bankası katılmış, bu bankalar arası 7 gün 24 saat esaslı çalışacak bir teknolojik yapı kurulumuna başlanmıştır. Bu projeler dışında da “Değer Transfer Sistemi”, “Kitle Fonlaması” ve “Bireysel Emeklilik Sistemi” de Blockchain entegrasyonuna başlama aşamasındadır.

Kripto para sahiplerinin kendi varlıklarını kendi kişisel cüzdanlarında tutabilmeleri, kişiden kişiye para transferi yapabilmeleri ve bunları yaparken bir başka kuruma ihtiyaç duyulmadan yapılabilmesi para ve varlık transferleri açısından bir devrim niteliğinde olduğundan, Blockchain teknolojisinin gelişmesi bankacılığı yeniden yazacak güçte olacaktır. Günler süren uluslararası para transferleri saniyeler içerisinde gerçekleştirilmekte, dünya genelinde yapılmaya başlandığı gibi ülkemizde de bu teknolojiyi kullanmaya başlayan bankalarımız mevcuttur.

Hızlı ve ucuz para transferi yanı sıra, güvenlik ve değiştirilemeyen ağ yapısı sayesinde üretim ve lojistik gibi sektörlerde maliyetlerin düşmesi en büyük avantajlardandır. İmzalanacak olan akıllı sözleşmeler sayesinde, ticaret hayatı daha güvenli bir noktaya evrimleşebilir. Bu akıllı sözleşmeler sayesinde bir malın üretiminden teslimine kadar geçen her aşama takip edilebilir hale gelecek, para transferleri otomatik olarak gerçekleştirilecektir. Yapılacak işlerin teslim sürelerine göre, cezai şartlar veya ödüller şeklinde her iki tarafı koruyan maddeler eklenerek, satıcı ve alıcının, yapılan ticareti değiştirilemez bir şekilde koruma altına almaya çalışması da otomatik olarak sağlanmış olur.

Akıllı sözleşmelere dönüşmüş mali anlaşmalar, işlem detayları, taraf bilgileri, fiyatlar ve ödeme koşulları, tabi olunacak vergiler, diğer hukuki koşullar ile, yani tüm gerekli detaylar ile, muhasebe sistemine ve mevzuat bütününe tam erişimde olacaktır. Uluslar arası vergilemeye konu olan işlemlerde de güvenlik ve etkinlik sağlanacak bu yeni sistemin oturtulması, kamusal sistemlerin teknolojik altyapısının geliştirilmesi, bilişim teknolojilerinde AR-GE’ye yapılan yatırımların artması gibi güçlendirmelerle mümkün olacaktır.

Blockchain teknoloji adaptasyonlu Katma Değer Vergisi Sisteminde, KDV’yi alış fiyatından otomatik olarak ayıran, ürünlerde hızlı yanıt kodlarını tarayan akıllı sözleşmeler bulunur, böylece vergi, müşterinin yaptığı şekliyle fiyattan ayrılır ve doğrudan hazineye gönderir. Müşteri faturayı işletmeye öder, işletme tedarikçilerine faturayı öder, yani KDV’nin doğuşundan nihai tüketiciye ulaşmasına kadar tüm işlemler kayıt altına alınmış olur.

Vergi mükelleflerinin, tutmak ve muhafaza etmekle yükümlü oldukları tüm mali defterler, blockchain sisteminde, akıllı sözleşmelerden oluşan bir yazılım halinde Vergi İdaresi tarafından saklanacak, tüm işlemlerin dolaylı tarafı bulunan vergi idareleri, bu yazılıma adapte bulunduklarından tüm vergi ve sair mali yükümlülükleri zamanında tahsil edebilecek hale gelecektir. Tabii ödemelerin kripto para ile yapılması gerekeceğinden, her mükellefin, kurumsal adaptasyonlar sonrası bir kripto para hesabı bulunacak ve aktarımlar buradan yapılacaktır.

Ortak veri paylaşımını mükemmelleştirecek Blockchain adaptasyonlu vergi sistemlerinde, düzenli olarak verilen beyanname ve bildirimler birkaç beyannamede birleştirilip kurumlar arasında onaylanarak Blockchain ağı üzerinde tutulabilecek, bu sayede verilerin güvenliği, yedeklenmesi ve kurumlar arası paylaşımı daha etkin bir şekilde yürütülebilecektir. Bu ağın yapılandırılması sırasında kademeli güvenlik standartları sayesinde bilgi almak isteyen kurumların sadece kendilerini ilgilendiren bilgilere erişmesi sağlanabilecek, Blockchain teknolojisi ile çalışacak online yazılımlar günümüz muhasebesini evrime uğratacaktır. Bu sayede şu an kullanılmakta olan E-Uygulamalar ihtiyaç olmaktan çıkabilir. Yapılan kayıtlar anlık ağ kaydı olabilecek yada Blockchain ağının yapılandırılması sırasında belirlenen kurallara göre belli bir süre içinde iz kalacak şekilde değiştirilebilecek, yahut da bir değişiklik olmaksızın yeni kayıtlar ile düzeltme yoluna gidilmesi sayesinde tüm kayıtlar ağ üzerinde izlenebilir bir şekilde tutulabilecektir. Değiştirilemez olan ağ yapısı ve bırakılan izler sayesinde iç ve dış denetim çok daha hızlı ve daha az denetim riski ile yapılabilir duruma gelebilir.

Blockchain teknoloji adaptasyonlu Kamu Mali Denetim Sisteminde, gerçekleştirilen mali işlemler blok zincire dahil olur, denetim elemanları şüpheli olabilecek blokları takip eder, şüpheli blok zincir işlemi seçilir, işleme ait dokümanlar elde edilir, denetim memurlarının şüpheli duruma ait görüşü raporlanır, herhangi bir ihlal tespitinde yasal süreç başlatılır. Böylelikle, sanal defter uygulamasına geçen mükellef, girilen verileri geri alıp silemeyecektir, bu da iz sürmeyi kolaylaştırdığından vergi kaçakçılığını azaltacak, verinin güvenliği sağlandığından bireyler arası mikro işlemler şeffaf hale gelecektir.

SONUÇ OLARAK, Kullanımı çok uluslu şirketleri aşmış küçük işletmeler arasında dahi hızla yaygınlaşan “dijital ekonomi faaliyetlerinin” regülasyonu ve vergilendirilmesinde ortak bir yaklaşım şarttır. Türkiye iç mevzuatında farklı uygulamalara sahiptir ve tüm bu farklılıkların, ülkelerin dijital ekonomik işlemlerin vergilendirilmesinde uzlaşılacak yeni standartlara uyum sağlaması zaman alacaktır. Tek taraflı kalacak çözüm arayışları da çifte vergileme sorunu doğuracağından, OECD başta olmak üzere uluslar arası finans otoritelerinin bu konuda uluslararası konsensüs oluşturacak öneriler geliştirmesi önem arz etmektedir. Yakın gelecekte devletler, dijital ekonominin vergilendirilmesinde egemenliklerinin bir kısmını diğer ülkelere bırakabilecek, diğer ülkeler de bu devletler adına vergi tahsil etmeye başlayabilecektir. Ülkemizde de, 6745 sayılı Kanunun 9. maddesi ile Vergi Usul Kanununun “vergi kesenlerin sorumluluğu” başlıklı 11. maddesine eklenen fıkra ile Bakanlar Kuruluna, ödeme yapılan kişilerin mükellef olup olmamasına, ödeme yapan veya ödemeye aracılık edenlerin vergi kanunlarına göre vergi kesintisi yapmak zorunluluğu bulunup bulunmamasına, ödemenin konusunun mal veya hizmet alım satımı olup olmamasına, elektronik ortamda gerçekleştirilip gerçekleştirilmemesine, ödeme yapılanın bu tutarı vergi matrahının tespitinde indirim konusu yapıp yapmamasına bakılmaksızın, vergiye tabi işlemlere taraf veya aracı olanlara vergi kesintisi yaptırmaya, iş grupları, iş nevileri, sektörler ve emtia grupları itibarıyla, vergiye tabi işlemle ilgili, vergi kanunlarında belirtilen alt ve üst limitler arasında olmak şartıyla, farklı kesinti oranları tespit etme yetkisi verilmiştir. Bu düzenleme, vergide sorumluluk uygulamasını dijital işlemler de kapsayacak şekilde genişletmiş ve dijital ekonomi faaliyetlerinin vergilendirilmesinde önemli bir adım atılmıştır.

Av. Bengi Memiş

KAYNAKÇA :

• Blockchain İle Mali Uygulamalar – Ersan Öz – www.denizligazetesi.com

• Blockchain Ve Maliye Uygulamaları – Ersan Öz – Vergide Dijitalleşme Sempozyumu – www.acaport.com

• Blokzincir (Kriptopara) Teknolojisi ve Finansal Sistemlere Kaçınılmaz Etkileri – Dr. Murad Kayacan – Oğuzhan Çelik

• Blockchaın Teknolojisi Ve Günümüz Finansal Sistemine Olası Etkileri – Semih Erdoğan – Dağhan Bodur – Mali Çözüm – İSMMMO Yayınları

Hayata Pi Academic İle Bakın

Pi Academic platformu olarak, yazar, editör ve diğer içerik üreticilerimizle sizler için ilgi çekici ve ilgiyle takip edebileceğiniz içerikler üretmekteyiz. Sizlere sunduğumuz içerikler başta Bilim, Teknoloji, Hukuk, İş Dünyası ve Haberler olarak kategorize edilmiştir. Tercih ettiğiniz içerik kategorisine tıklayarak okumaya başlayabilirsiniz.

Bununla beraber siber güvenlik alana ilgi duyuyor ve internette güvende kalmanız için bir şeyler okumak isterseniz buradan temel tavsiyelerle başlayabilirsiniz.

Devamını oku

Trend Yazılar