Connect with us

Eğitim

Farkında Olmadan İkna

Subliminal uyaran/mesaj; farkında olmadan algı, bilinçdışı algı gibi farklı isimlendirmeler olmasına rağmen literatürde kişinin bilinçli…

Yayınlandı

on

Farkında Olmadan İkna

Subliminal uyaran/mesaj; farkında olmadan algı, bilinçdışı algı gibi farklı isimlendirmeler olmasına rağmen literatürde kişinin bilinçli olarak fark edemediği/seçemediği uyaranlar olarak kabul görmüştür. Subliminal uyaranlar, duyu organlarının fark eşik değerlerinin altında verilen ve kişilerin bilinçli olarak fark edemediği uyaranlar ile fark eşik değerlerinin üstünde verilmekle birlikte bilinçli dikkatin odaklanmadığı uyaranlar olarak tanımlanabilir. Fark eşik değerlerinin üzerinde verilen ve bilinçli dikkatin odaklanmadığı uyaranlar özellikle pazarlama alanında bilinçaltının sürekli tekrara olan duyarlılığı baz alınarak kullanılmaktadır. Literatürde subliminal mesajlarla ilgili değişik deneysel süreçlerden elde edilen veriler, bunların insanların duygu, tutum, karar ve davranışları üzerinde etkili olduğunu işaret eder. Subliminal süreçlerin insan üzerindeki etkileri, tıbbi teknolojilerin gelişmesi ve fMRI gibi beyin görüntüleme cihazlarının deneylerde kullanılmasıyla birlikte bilimsel önyargılardan kurtularak artık yaygın bir şekilde kabul edilmektedir. Beş duyu organına yönelik olarak verilebilen bu uyaranların, özellikle medya mesajları düşünüldüğünde beynin görme ve öğrenme konusundaki işlevselliği/etkililiği nedeniyle görme duyusuna yönelik daha fazla kullanıldığı söylenebilir. Kısa süreli aralıkla verilen bilinçaltına yönelik ipuçlarının insanın görsel dikkatini o yöne doğru çektiği bilinmektedir. Yüz ifadelerinin evrenselliği ve insan beyninde yüz ifadelerine ilişkin özelleşmiş hücre grupları özellikle amygdalada (beynin duygusal hafıza ve duygusal tepkilerin oluşmasında rolü olan bölgesi) olduğu ve bu hücrelerin özellikle korku ile ilişkili ifadelere yanıt verdiği, yüzü tanıma ve hatırlamada önemli bir yeri olduğu bilinmektedir. Hatta infantlarda (süt çocuğu) dahi emosyenel (duygusal, dokunaklı, duyarlı) yüz ifadelerinin bilinçli ve bilinçsiz süreçlerde veya sosyal ipuçlarının ayrımında etkili olduğu bilinmektedir. Amigdalada görsel bir uyaran sadece bilinçli farkındalık düzeyinde sunulduğunda değil subliminal olarak verildiğinde de aktive olmaktadır. Bilişsel süreçte bilinçaltı uyaranların farklı beyin bölgelerinde aktive olduğu değişik çalışmalar ile gösterilmiştir. Nörogörüntüleme teknikleri kullanılarak yapılan araştırmalarda beynin farklı subliminal uyaranlara farklı yanıtlar verdiği ve değişik beyin alanlarının bu uyaranlardan etkilendiği bulunmuştur. Maskelenmiş subliminal uyaran olarak verilen kelimeler veya değişik yüz ifadelerinin beynin, davranışın gerçekleşmesi ve otomatiğe alınması ile ilgili kısımlarında etkisi olduğu ve fMRI taramasında amygdala, hippocampus, anterior cingulate, primary visual cortex, ventral prefrontal cortex vb. alanlarda aktivasyon gözlendiği, kişiler farkında olmasa dahi zihnin bilinç düzeyinde gerçekleşmeyen yanıtlarının olduğu gösterilmiştir. Yine EEG, tDCS kullanılarak yapılan bir çalışmada da subliminal süreçlerin insan beyninin semantik süreçlerinde de etkili olabileceği gösterilmiştir.

Subliminal Uyaranlar ve Çocuklar

  Araştırmaların çoğu maruz kalınan medya mesajlarının olumsuz etkilerinin olduğunu, özellikle çocukları ve gençleri psikolojik ve fiziksel açıdan etkilediklerini ortaya koymaktadır. Gün içerisinde sayısız kez medya mesajlarına/uyaranlarına maruz kalan çocuklar için bir diğer tehlike ise bilinçaltına yönelik verilen uyaranlardır. Ağırlıklı olarak medya aracılığı ile ve beş duyu organına yönelik olarak verilen bu uyaranlar, çocukları ve gençleri dış dünyaya karşı savunmasız kılmaktadır. Çalışmalardan elde edilen veriler ışığında şu bilgiler ortaya çıkmıştır: Bilişsel süreçleri henüz gelişmemiş ve özellikle şiddet içerikli subliminal uyaranlara maruz kalan çocuklar, yetişkinlere oranla bu uyaranlardan daha yüksek hasar almaktadır ve bu durumun çocukların yetişkin olduklarında da sürebileceği tahmin edilmektedir. Bu açıdan bakıldığında Çin’de 12 Mayıs 2008 tarihinde meydana gelen Büyük Sichuan Depremi’ni yaşayan ve depremden bir şekilde zarar gören kişilerle yapılan çalışma oldukça ilginçtir. Çalışma deprem olduğu tarihte ergenlik çağında olan ancak deney yapıldığı tarihte yetişkin olan bireylerle gerçekleştirilmiştir. Deprem ile ilgili imajların/fotoğrafların subliminal bir şekilde sunulduğu ve katılımcıların bilinçli olarak farkında olmadıkları uyaranların beyindeki etkisi fMRI ile incelenmiştir. Çalışma neticesinde depremi yaşayan kişilerin aradan yaklaşık 30 ay geçmesine rağmen depremi yaşamamış kontrol grubundaki katılımcılara nazaran maskelenmiş subliminal uyaranlara yanıt verdikleri ve beyinlerindeki amigdala ve prefrontal cortexin aktive olduğu görülmüştür. Çocukların kontrolsüz bir şekilde maruz kaldıkları ve ebeveynlerinin farkında dahi olmadıkları bu uyaranlar sağlıklarını farklı açılardan da etkileyebilmektedir. Bazı çalışmalarda subliminal uyarıma (katılımcıların bilinçli olarak fark edemediği maskelenmiş uyaranlar) maruz kalan kişilerin fobik korkularında (örümcek, agorafobi vb.), anksiyete düzeylerinde değişimler ve hatta verilen uyaranın hatırlama düzeylerinde dahi değişiklere yol açtığı görülmüştür. Ayrıca subliminal ipuçlarının öğrencilerin sezgisel olarak problem çözmeyi, öğrenme performansını ve mantıksal çıkarımlarını etkilediği de gösterilmiştir. Hatta bilgisayar-insan etkileşimi açısından subliminal uyaranların bulunması etkileşimin etkisini ve memnuniyeti artırmıştır. Dijital oyunlarda kullanılan subliminal uyaranların ise çocukların sanal dünya ile gerçek arasındaki algısal sınırı “gerçeklik eşiği”ni (threshold of reality) aşındırdığı ortaya konulmuştur.

Medya ve Subliminal Uyaranlar

Gün içerisinde maruz kaldığımız pek çok uyarana aynı bilinçli dikkati göstermemiz imkânsızdır. Bilinçaltı süreçler bilinçli dikkati sarf etmediğimiz anlarda da devrededir ve beynimiz bilinçli dikkatten kaçan bu verileri kategorize ederek işlemektedir. Bu veriler gelecekte karar verme, tutum veya davranış olarak karşımıza çıkabilmektedir. Medyada yer alan bilinçaltına yönelik mesajlarda yüz ifadelerinin ve özellikle kaygı ve korku durumlarını yükseltmek için kullanılan değişik yüz imajlarının sebebinin insan üzerindeki bu etkileri olduğu düşünülebilir. Hatta ilginç bir çalışmada, gülen ve üzgün yüz ifadeleri gibi subliminal bir şekilde verilen uyaranların sporcuların çabaya ve dayanıklılığa bağlı performanslarını ve karar verme durumlarını etkilediği dahi gösterilmiştir. Medya içeriklerindeki uyaranların; cinsellik veya korku ilişkili imajlar veya yüz ifadeleri barındırmasında uyaranların etkisini ve bilinirliğini artırmak, tüketicinin verilen mesaj ve kendisi arasında bir bağ kurmak amacının olduğunu yukarıda bahsedilen araştırmaların sonuçlarına dayanarak söyleyebiliriz. Bu tip uyaranları taşıyan medya mesajlarında yer alan ürün, hizmet, film, dizi vs. elde eden/ulaşan bir bireyin beynindeki ödüllendirme mekanizmasının aktive olduğu ve bağımlılık ve tekrar isteme ile ilgili beyin alanlarının faaliyete geçtiği görülmektedir. Subliminal uyaranların marka tercihinde ve genel olarak tüketici davranışlarında da etkileri olduğu farklı çalışmalar ile gösterilmiştir. Ticari reklam çalışmalarında bilinçaltı mesajlar genellikle doğum ve ölüm arketiplerine gönderme yapılarak, cinsellik veya korku ilişkili imajlar içeren uyaranlar şeklinde verilmektedir. Bu uyaranlara katılımcıların değişik düzeylerde ve otomatik yanıtlar verdiğine ilişkin psikolojik ölçümlerin yapıldığı çalışmalar bulunmaktadır. Çalışmalarda maskelenmiş olarak verilen negatif veya pozitif subliminal uyaranların hedefin öznel olarak estetik veya güzel algılanmasını artırıcı etkisi olduğu gösterilmiştir.

Öneriler ve Sonuç

Eğitim sadece öğrencilik yıllarında değil, hayat boyunca da devam etmektedir. Ebeveynlerin ve eğitimcilerin çocukların sağlığı üzerinde etkisi olan psikolojik unsurları iyi bilmesi, son bilimsel gelişmeleri takip etmesi çocuğun sağlık bütünlüğü ve genel toplum sağlığı açısından olumlu sonuçlar doğuracaktır. Ayrıca öğretmen-çocuk-aile etkileşimi açısından düşünüldüğünde çocuğun ve ailenin medyaya karşı tutum ve davranışlarının öğretmen tarafından iyi gözlemlenmesi, takibi sorunların daha doğmadan çözümünde etkili bir bilgi akışı sağlayacaktır. Medya mesajları ve özellikle bilinçaltına yönelik uyaranların birçok açıdan çocuk sağlığını etkileyebileceğinin, bilinçli ve denetimli bir yaklaşımın gerekliliğinin hemşire ve hekim tarafından iyi bilinmesi ve bunu etkileşimde bulunduğu taraflara aktarması gerekmektedir. Şiddet, korku, cinsellik ve bu minvalde sunulan medya içeriklerinin çocukların ve ergenlerin fiziksel, ruhsal, davranışsal ve sosyolojik gelişimlerinde yaratacağı sorunlar ve bunların iyileşme süreçlerine etkisinin bütüncül bir yaklaşımla rol-model olarak alınan aile bireylerine izah edilmesi, çocuklarının gelecekte örnek alacakları davranışları benimsemeleri açısından da faydalı olacaktır. Çocuğun maruz kaldığı medya mesajlarının içeriğinin tahlili, maruz kalma oranı ve sıklığının dışarıya yansıyan davranışsal süreçlerle ilişkilendirilerek raporlanması öğrenme performansını etkileyen unsurlar olarak geri dönecektir. Subliminal uyaranların tedavi veya belli bir davranışı (el yıkama vb.) başlatma/sürdürme amaçlı kullanımı mümkündür. Ancak etik değerlerin çok hassas olduğu böyle bir konuda yakın gelecekte bizleri nelerin beklediğini tahmin etmek oldukça güçtür. İnsan üzerinde böyle etkisi olan bir gücün farklı amaçlarla kullanılabilme ihtimali her zaman vardır. İnsan refahının dışında herhangi bir ticari amaçla kullanımı etik ve ahlakî değerler açısından kabul edilemez. Dr. Öğretim Üyesi Sefer Darıcı Cumhuriyet Üniversitesi Adli Bilimciler Derneği Algı Araştırmaları Merkezi (ALARM) ve Davranış Analizi Birimi (DAB) Başkanı

Hayata Pi Academic İle Bakın

Pi Academic platformu olarak, yazar, editör ve diğer içerik üreticilerimizle sizler için ilgi çekici ve ilgiyle takip edebileceğiniz içerikler üretmekteyiz. Sizlere sunduğumuz içerikler başta Bilim, Teknoloji, Hukuk, İş Dünyası ve Haberler olarak kategorize edilmiştir. Tercih ettiğiniz içerik kategorisine tıklayarak okumaya başlayabilirsiniz.

Bununla beraber siber güvenlik alana ilgi duyuyor ve internette güvende kalmanız için bir şeyler okumak isterseniz buradan temel tavsiyelerle başlayabilirsiniz.

Bilim

Daha Hızlı Öğrenmeye ve Hatırlamaya Yardımcı Olacak 11 Bilimsel İpucu

Yayınlandı

on

Çocuklar, ebeveynlerinin kendileri için belirlediği yüksek hedeflere ulaşmak adına, kendilerince bir savaş stratejisi oluştururlar. Bu stratejiler, ileride işleri kolaylaştıracaktır elbette ancak, bazı insanlar öğrenme ile ilgili yöntemlerini geliştirmezler ve hayatları boyunca aynı şekilde öğrenip düşünürler. Neyse ki bilim, imdadımıza yetişiyor. İşte öğrenmeyi ve hatırlamayı kolaylaştıracak püf noktaları.

Yeteneklerin parça parça olarak alınması daha kolaydır.

Gitar öğrenmek isterseniz, tüm parçaları tek seferde birleştirmeyi düşünmeyin. Birkaç kolay akordu öğrenmenin daha küçük, daha ölçülebilir olan hedefini, doğru olarak nasıl ilerleneceğini ve bu akortları nasıl bir araya getireceğinizi ayarlayın.
Zamanla, bu ufak becerilerin birikimi, gitar çalma yeteneğini de arttıracaktır.
Mekanik öğrenmeye ve gerçeklere dayalı derslere uygulanan bir tekniktir.

Aynı anda birden fazla iş yapmaktan vazgeçin.

Birçok insan, bu durumu üstün bir meziyetmiş gibi görür. Ancak beyin, aynı anda iki farklı işe aynı seviyede dikkat veremez. Bir görevin tek tek adımlara bölünmesine ilaveten, enerjinizi tek bir göreve ayırdığınızdan emin olun. Dikkatiniz bozulduğunda, odağı orijinal göreve geri döndürmek yaklaşık 25 dakika sürer.

Birden fazla görevi veya işi aynı anda yapmaya çalışmak, farklı becerileri veya kavramları kısmen anlamanızdan başka hiçbir işe yaramaz.

Öğrendiklerinizi yazın. Sürekli yazın.

Bilgileri zihne aktarmanın en iyi yolu, yazmaktır. Araştırmalar, insanların, öğrendikleri şeyleri yazması gerektiğini öneriyor. Teknolojik değil, eski tarz düşünün ve kaleme kağıda sarılın.

2014 yılında yapılan bir araştırma, kalem ve kağıtla not alan öğrencilerin, dizüstü bilgisayarlarında not alan öğrencilerden daha fazlasını öğrendiğini ortaya çıkardı. Bu öğrenci grubu, gerçekleri hatırlama, karmaşık fikirleri ayırma ve bilgi sentezleme konusunda diğerlerinden daha yetenekliydi.

Hatalarınızı kutlayın ve üzerlerinde çalışın.

Kimse mükemmel değil. Öğrenmek, denemeler yapmak, başarısız olmak ve hatalardan ders çıkarmaktan geçer. Yapılan bir araştırma, beyinde, hata yaptığımız anılara pek yer vermediğimizi keşfetti. Aslında, tam aksine, çatlakları onarmak için o anılara daha fazla yer vermemiz gerekiyor.

Ebeveynlere bu konuda çok iş düşüyor. Anne babalar, çocuklarına hiç hata yapmamaları gerektiğini aşılamaya çalıştıklarında, bu durum çocuklarda bir sürü bilgi eksikliğine sebep oluyor.

İyimser olmak, başarıya giden yolda yardımcınızdır.

Çocuklara negatif enerji yüklemek, kendilerinden şüphe etmelerine, endişe içine girmelerine sebep oluyor ve bu çok ciddi zihinsel hasarlara yol açıyor.

Harvard Business School profesörü Alison Wood Brooks; “Kaygı, gerçek çözümleri ve çözüm üreten gerçek düşünce kalıplarını keşfetmemizi engelliyor” diyor.

Ebeveynler, öğrenmeyi keşif olarak görmeleri için çocuklara öğretmelidir. Öğretmek, karar zorlaştığında bir kararlılık hissi vermeye yardımcı olacaktır.

Heyecan verici konular sıkıcı olanlardan daha ‘yapışkandır’.

Tuhaf detaylar barındıran konular, çocukların hafızalarında daha kalıcı izlere sahip olabiliyor. Örneğin; babaannesinin tuhaf kokulu, gerilim filmi dekoru gibi olan evini çok net hatırlıyorlar. Ya da babalarının giydiği o limon sarısı garip şortu.

Eski ABD hafıza şampiyonu Joshua Foer, her kartı garip bir görüntü ile birbirine bağlayarak iki dakikadan kısa bir sürede, destedeki tüm oyun kartlarını ezberledi. Çocuklar, bu avantajı daha faydalı işler için kullanabilirler tabii.

Hızlı okumaya alışın, zaman kazanın.

Olay basit: Daha hızlı okuyabiliyorsanız, daha hızlı öğrenebilirsiniz. Beyni, kelimeleri daha hızlı işleyecek şekilde eğiterek, her birini ayrı ayrı hayal etmeden ziyade bütün kelimeleri okumaya alışıyorsunuz.

Çalışın, çalışın, çalışın.

Güçlü bir iş ahlakı beyinde gerçek bir etki yapar. 2004 yılında yapılan bir araştırma, hokkabazlık gibi becerilerin daha fazla ‘gri madde’ ürettiğini tespit etti. Çalışmayı bırakan insanlarda ise bu özellik kayboldu. Oysa hokkabazlık çok özel bir durum değildi, sadece çalışmayı gerektiriyordu.

Ne yapmadığınızı öğrenmek için bildiklerinizi kullanın.

Çocuklar zor bir konu ile karşılaştıklarında zorlanırlar. Ebeveynler, çocukların konuları anlamalarına yardımcı olurlar. Bu uygulamaya, ilişkisel öğrenme denir. Bir öğrenci futbolu sevebilir ancak diferansiyel hesap ile uğraşabilir. Spiral bir geçiş ile bir viraj eğrisi arasındaki benzerlikleri görebiliyorsa, soyut kavramları anlamada daha yüksek şansa sahiptir.

Zor durumlar her zaman kötü değildir.

Çocuklar zorlu problemlerle başa çıkmayı öğrenmeli. Fakat kanıtlar, bir probleme çok uzun süre harcamanın onu daha da karmaşık hale getirebileceğini gösteriyor.

Çözüm: Bir şeyi aslında çok iyi biliyor ancak o an hatırlamıyorsanız zorlamayın, Google’a sorun.

Başkalarına bir şeyler öğretmek sizin için de faydalı.

Bilim adamları bu durumu “koruyucu etki” olarak adlandırdı. Öğrendiğiniz bir şeyi kendi sözcüklerinizle tanımladığınızda, yalnızca bir fikri ustalıkla göstermekle kalmazsınız. Kendi anlayışınızı da geliştiriyorsunuz demektir.

Bilgileri birisinin kolaylıkla sindirebileceği küçük parçalara ayırırken, konu ile belirli bir samimiyet kazanmış oluyorsunuz.

Devamını oku

Eğitim

Özel Dedektif Yasasının Olduğu Ülkelerde Mevcut durum

Yayınlandı

on

Eğitim ve Lisanslama

Birçok kişi özel dedektif olmaya karar verdiğinde, zaten dedektiflik alanı ile ilgili deneyime sahiptir ya da en azından sektöre ilgisi vardır. Askeri birimde görev yapmış veya polis memuru olarak çalışmış olabilirler. Diğerleri ise suç mahalli incelemesi veya gözetim konusunda deneyime sahiptir. Bu deneyim faydalı olabilir, ancak eğitim ve öğretimin yerini tamamen almaz.

Çoğu durumda, bir kişi özel dedektif olmayı deneyimli bir dedektif ile çalışma yaparak veya resmi eğitim alarak öğrenir. İster iş başında ister sınıfta olsun, gelecekteki bir dedektif adayı şunları öğrenir:

  • Soruşturmaları planlama ve koordine etme
  • Soruşturma ve gözetim teknikleri
  • Soruşturma uygulamalarına ilişkin yasalar ve etik
  • Bilgi edinme
  • Delil işleme prosedürleri

Bazı dedektifler ayrıca eğitimlerine devam etmek için sertifika programlarına katılır ya da uzaktan eğitim programlarına katılır.

Dünyanın birçok yerinde, eğitim ve öğretim sadece ilk adımdır – Özel dedektif olmak ayrıca bir lisans başvurusu yapmayı ve almayı gerektirir. Ancak, bir kişinin geçmesi gereken süreç veya lisanslamanın olup olmadığı bulunduğu ülkeye göre değişir. Örneğin, İngiltere ve Galler’de resmi bir lisanslama prosedürü yoktur. Ancak, Büyük Britanya’da özel güvenliği düzenleyen Güvenlik Endüstrisi Otoritesi, 2005 ve 2006 yıllarında özel dedektifler için lisanslamaya yol açabilecek çalışmalar yapmıştır.

Amerika Birleşik Devletleri’nde, her eyaletin kendi lisanslama gereksinimleri vardır. Alabama, Alaska, Colorado, Idaho, Mississippi, Missouri ve Güney Dakota’nın eyalet çapında bir lisanslama prosedürü yoktur. Diğer çoğu eyalet, eğitim ve öğretim prosedürü ve temiz bir sabıka kaydı gerektirir. Bazı eyaletler de ayrıca okulların müfredatlarını sunmalarını ve eyalet onayı için belirli kriterleri karşılamalarını gerektirir. Bu eyaletlerde, yalnızca akredite bir okuldan eğitim alan kişiler lisanslı dedektif olabilir.

Eğitim süresi ve lisans almak için gereken kesin adımlar önemli ölçüde değişir. Kaliforniya’da, başvuru sahiplerinin belirli eğitim kurslarını tamamlamaları ve yazılı bir sınavı geçmeleri gerekmektedir. Terminoloji de farklı olabilir – Massachusetts’te özel dedektifler eyalet lisanslarına sahipken, özel araştırmacılar sahip değildir. Bazı eyaletler dedektiflerin sorumluluk sigortasına sahip olmalarını gerektirir. Son olarak, bazı eyaletler özel dedektiflerin ateşli silah taşımasına izin verir. Genellikle, bu dedektifin bir silah ruhsatı başvurusu yapmasını ve almasını gerektirir.

Bir lisansa sahip olmak, özel bir dedektifin belirli bir eyalette çalışmasına izin verir, ancak soruşturma çalışmasının doğası gereği dedektiflerin eyalet sınırlarını geçmesi gerekebilir. Bazı eyaletler birbirleriyle karşılıklı anlaşmalara sahiptir – bir eyaletteki lisans, bir kişinin diğerinde de çalışmasına izin verir. Bu tür anlaşmaların olmadığı eyaletlerde çalışan dedektifler bazen yakın eyaletlerde de lisans başvurusu yaparlar. Diğerleri, seyahat ederken asistan, çırak veya stajyer olarak çalışarak diğer eyaletlerdeki dedektiflerle çalışma ilişkileri geliştirirler.

Lisanslar, kişilere özel dedektif olarak kendilerini tanıtma hakkı verir, ancak soruşturmalar sırasında yasaları çiğneme hakkı vermez.

Devamını oku

Eğitim

Marka İhlallerine Karşı Birlikte Mücadele Edelim!

Yayınlandı

on

Değerli WPYB TURKEY Üyeleri,gönüllüleri ve Marka dedektifleri

Marka ihlalleri ve taklit ürünler, hem tüketicilerin güvenliğini tehlikeye atmakta hem de markaların itibarını zedelemektedir. Bu sorunla mücadele etmek ve toplumsal farkındalık oluşturmak amacıyla yeni bir platform oluşturduk. WPYB TURKEY platformu sayesinde, sokaklarda gezerken veya günlük yaşamınızda karşılaştığınız marka ihlallerini kolayca raporlayabilir ve bu sayede hem topluma katkıda bulunabilir hem de önümüzdeki günlerde bu farkındalık projemizle gelir kaynağı oluşturabilirsiniz.

Neden Katılmalısınız?

  • Toplumsal Farkındalık Gerçeği: Marka ihlalleri ve taklit ürünler konusunda bilinçlenmek ve bu konuda toplumu bilgilendirmek.
  • Güvenli Alışveriş: Tüketicilerin güvenli ve orijinal ürünlere ulaşmasını sağlamak.
  • Teşvik ve Ödüller:WPYBTURKEY uygulamamız ile İhlal bildirimlerinizle gelir elde etme fırsatı.

Nasıl Katılabilirsiniz?

  1. Üye Olun: Web sitemize üye olarak ve WPYB TURKEY bünyesinde gönüllümüz olarak topluluğumuza katılın.
  2. Sosyal Medya ve Online Platformlarda Marka Koruma Eğitimi
  3. Marka Dedektifliği Eğitimi
  4. Proaktif Marka Koruma Yaklaşımları Eğitimi
  5. Marka İhlali Tespiti Eğitimi
  6. Uygulama Kullanımı ve Raporlama Eğitimi
  7. Bu eğitimleri ücretsiz tamamlayarak büyük ailemizin bir üyesi ve eğitimli ve Sertifikalı Marka Dedektifi olun.
  8. İhlalleri Bildirin: Sokaklarda veya sosyal yaşamınızda karşılaştığınız marka ihlallerini ve taklit ürünleri raporlayın.
  9. Ödüllerinizi Kazanın: Her ihbarınız için ödüller kazanın ve topluma katkıda bulunun.

Birlikte daha güvenli ve adil bir ticaret ortamı oluşturabiliriz. Siz de bu toplumsal farkındalık hareketine katılın !

WPYB GLOBAL

FARKINDAYIZ,HAZIRIZ,YANINIZDAYIZ.

Devamını oku

Trend Yazılar