Connect with us

Kültür Sanat

Ezberbozan Göbeklitepe

Göbeklitepe’de Mısır piramitlerinden de öncesine ait kalıntılar bulundu. Bu dünyaya ait olmayan, insana benzeyen ama insan olmadıkları düşünülen varlıkların, bu dev taşları yaptıkları söyleniyor. 12 bin geriye yolculuk ettiren Göbeklitepe’nin sırrı nedir ? Buz devrinin sona erdiği, insanın çömlek, yazı ve tekerlek ile henüz tanışmadığı zamanlara dönmemiz gerekiyor.

Yayınlandı

on

Ezberbozan Göbeklitepe Birinci Bölüm

Göbeklitepe’de Mısır piramitlerinden de öncesine ait kalıntılar bulundu. Bu dünyaya ait olmayan, insana benzeyen ama insan olmadıkları düşünülen varlıkların, bu dev taşları yaptıkları söyleniyor. 12 bin geriye yolculuk ettiren Göbeklitepe’nin sırrı nedir ? Buz devrinin sona erdiği, insanın çömlek, yazı ve tekerlek ile henüz tanışmadığı zamanlara dönmemiz gerekiyor.

Kayıp Medeniyet

İnsanoğlu yavaş yavaş evrimleşti. Önceleri avlanıp, yiyecek toplayarak geçiniyordu. Fakat 12 bin yıl önce olağanüstü bir şey olmuş olmalı. Evrimimiz katlanarak hızlandı ve izafi olarak, taş devrinden biranda başka bir döneme adım attık. O dönemde gelişimi bu kadar hızlandıran neydi?

Dr. Jeffrey I. Rose, Institute of Archaelogy and Antiquity Univercity of Birmingham’da erken insanlık tarihi uzmanı ve yıllarını kültürel evrenimizdeki gizemli dönüm noktalarını araştırmaya adamış biri. Ve Göbeklitepe’ye taş devrinden günümüze kadar uzanan bu devasa adımı anlamak için dudak uçurtan keşif üzerine araştırma yapmak için gitmiştir. Rose’a göre, Ay’da yürümek insanoğlunun attığı en büyük adım değildir. Asıl onun için büyük olan tarlaları ekip biçmeyi ve kendi yiyeceğimizi üretmeyi öğrenmiş olmamız. 

Teoriye göre, tarım yerleşik hayatımıza geçmemize, dini öğretiler geliştirmemize ve tapınaklar inşa etmemize imkan tanıdı. Küçük yerleşimler şehirleri, şehirler de medeniyetleri oluşturdu. Artık her öğün için avlanmak ya da yiyecek toplamak zorunda olmadığımızdan, düşünmek icat etmek ve taş devrini gerilerde bırakacak ölçüde gelişmek için vaktimiz vardı.

En azından Göbeklitepe’ye kadar bu teori bu şekilde idi. Buradaki keşif, kültürel evrim tarihimizde yepyeni bir sayfa açtı.

Ülkemizin de yer aldığı bereketli hilal de denilen bu yeşil kuşakta beş bin yıl önce dünya medeniyetleri kuruldu. Göbeklitepe de bu bölüme ait.

Yöre halkı bu tepenin kutsallığına inanır. Profesör Klaus Schmidt, 2014 yılında hayatını kaybedene kadar, buradaki kazıları yürütmüş ve bu keşfin günışığına çıkmasına katkıda bulunmuştur. 1995 yılında bu tepenin altında büyük bir şey keşfetmiştir.

Profesör bir dizi tuhaf taş yığını bulmuştur ve üzerlerinde tuhaf oymalar nakşedilmişti. Yapının yalnızca küçük bir kısmını çıkardığını biliyordu. Gerçek boyutlarını anlamak için yeraltı radarı kullanılmıştır. Bu kapsamlı araştırma yaklaşık 90 bin metrekarelik alanda gerçekleştirildi. Bu 20 futbol sahasına eşdeğer bir yüzölçümü demek. Profesör ve ekibi, büyük bir titizlikle ve sabırla devasa boyutlarda dört taş çemberi günışığına çıkarmayı başardı. Her bir çember T şeklinde büyük sütunlarla ayrılmış yüksek taş duvarlardan oluşuyordu ve ortalarında 5.5 metre yükseklikte iki dikili taş bulunuyordu. Bugüne dek böyle bir yapıya rastlanmamıştı. Acaba hangi amaçla yapılmışlardı?

Profesöre göre günlük kullanım için yapılmadıkları bellidir. Prpfesör taş devri yapılarına son derece aşinadır zira Türkiye’nin birçok yerinde kazı çalışmaları yapmış bir arkeologdu. Göbeklitepe’deki yapıların diğerlerine benzemediğini düşünüyordu. Bu taşların sırrı belki de üzerlerine yapılan figürlerdir. Taş yapıların üzerinde, tek parçadan oluşan rölyefler bulundu. Mesela bir leopar, tek taştan yapılmış. Büyük bir ustalık örneği, hayvanın kaburga kemiklerini bile görebiliyorsunuz. Yüksek rölyeflerde görülen hayvanların birer muhafız oldukları düşünülüyor. Yani dikili taşların muhafızları onlar. T biçimli sütunlar Göbeklitepe’nin sırlarına dair kışkırtıcı ipuçları sunuyor. Üzerlerindeki işaretler onların sıradan bir dikilitaştan daha fazlası olduklarına işaret ediyor. Hatta aslında hepsi sembolik bir insan. T şeklinin üst kısmında profilden gösterilmiş bir baş var. Eller ve parmaklar nakşedilmiş. Bir kemer de ellerin hemen altında gösterilmiş. Kemer tokası ve tilki postundan yapılmış peştemali de görmek mümkün. Fakat sütunlarda herhangi bir yüz bulunmuyor. Profesöre göre, spiritüel bir yaşamdan geliyorlar, insana benziyorlar ama insan değiller. Peki insan değillerse, kimi ya da neyi temsilen orada duruyorlar?

Belki de insanlık tarihinde resmedilmiş ilk tanrılar olabilirler. Bu demektir ki, Göbeklitepe dünyanın en eski tapınağını barındırıyor. Kafa karıştıran şey ise, o dönemde insanların taş devrini yaşıyor olmaları. O dönemler ateşi bulmak dışında hiçbir şey icat edilmemişti. Peki o zaman bu şartlar altında bu devasa yapılar nasıl inşa edilmiş olabilir? Böyle bir yapıyı oluşturabilmek için muazzam bir örgütlenme gerekir. Bu da duvar ustaları, kazıcılar, taş ocağı işçileri ve taşları buraya kadar taşıyacak yüzlerce insandan oluşan çok büyük bir işgücü demek.

İnsanoğlu henüz kilden çömlek yapmayı bile henüz bilmezken böyle bir yapıyı inşa eden taş devri insanları kimler olabilir? 

Tapınaktaki kazılar sırasında çok sayıda hayvan kemiğine rastlandı. Kemiklerin çoğu hayvanların etli kısımlarına ait olduğundan bulunan kemiklerin gıda atıkları oldukları düşünülüyor. Hepsi yabani hayvanlara ait. Otçul besi hayvanlarına dair hiçbir iz bulunmamış. Yani bu insanlar avcı ve toplayıcı idiler. Yani tarım öncesi bir toplumlar. Bu çok önemli bir bulgu. Çünkü şimdiye dek kabul gören teoriye göre insanlığın Göbeklitepe’deki bir yapıyı inşa edebilmesi için önce yerleşik tarım toplumuna geçmiş olması gerekiyor, tıpkı Mısırlıların binlerce yıl sonra yaptıkları gibi. İklim şartlarına göre bu insanlar yer değiştiren ve küçük gruplar halinde yaşamış topluluklar olmalı. Belki de göçebelikten vazgeçip yerleşik düzene karar verdiler. Ortada bulunan bir yiyecek ambarı onların paylaşımcı olduklarını da gösteriyor. Göbeklitepe, su kaynaklarına pek de yakın olmayan bir bölgede yer almakta. Bu da insanların tapınakta uzun süre kalmadıkları anlamına geliyor. Peki bu insanlar oraya nereden geliyorlardı?

Urfa Adamı

Şanlıurfa’nın oldukça etkili bir tarihi var. Üç büyük dinin peygamberi olan Hazreti İbrahim’in dört bin sene önce burada doğduğuna inanılıyor. Dr. Bahattin Çelik, Şanlıurfa’nın daha da eski geçmişi hakkında bir uzman. Bu bölge 11 bin yıl önceye uzanan taş devrine ait kalıntılara sahip. Şanlıurfa müzesinde sergilenen ilginç bir eser bulunuyor. Bu heykel bölgedeki bir inşaatın temek kazısı esnasında bulunmuş. 11 bin yaşındaki bu heykelin tarihi Göbeklitepe’ye kadar uzanıyor. Fakat tapınaktaki dikilitaşlardan farklı olarak bu heykelin belirgin yüz hatları var. Benzer heykeller, Göbeklitepe’deki kazı alanında da bulunmuştu. Bütün bulgular, büyük bir olasılıkla Göbeklitepe’yi yapanların Şanlıurfa yerleşimindeki insanların olduğunu gösteriyor. Fakat o zamanlar o halk taş devrini yaşıyordu. Oysa tapınağın yapımında çok büyük mühendislik bilgileri kullanılmıştı.

Peki o zaman, bu insanlar bu dev tapınağı nasıl inşa etmeyi başardılar?

BİRİNCİ BÖLÜMÜN SONU…

Pi Academic platformu olarak, yazar, editör ve diğer içerik üreticilerimizle sizler için ilgi çekici ve ilgiyle takip edebileceğiniz içerikler üretmekteyiz.

Hayata Pi Academic İle Bakın

Bilim

Kırık Camlar Teorisi ve Sokak Dedektifliği: Toplumsal Sorumluluk Çağrısı

Yayınlandı

on

Kırık Camlar Teorisi, Amerikalı suç psikoloğu Philip Zimbardo’nun 1969 yılında yaptığı bir deneyden esinlenerek geliştirilmiş bir teoridir. Bu teori, küçük çaplı düzensizliklerin ve ihlallerin, daha büyük suçlara ve toplumsal bozulmalara yol açabileceğini savunur1Örneğin, terk edilmiş bir binanın camları kırıldığında ve tamir edilmediğinde, bu durum daha fazla vandalizme davetiye çıkarır ve sonunda bina tamamen harap olabilir2.

Bu teoriyi yaşadığımız toplum ve çevredeki aksaklıkları engellemek için kullanabiliriz. İşte burada sokak dedektifliği devreye giriyor. Sokak dedektifleri, mahallelerinde veya çevrelerinde meydana gelen küçük düzensizlikleri ve ihlalleri tespit ederek, bunların daha büyük sorunlara dönüşmesini engelleyebilirler. Bu, sadece suç oranlarını düşürmekle kalmaz, aynı zamanda toplumsal düzeni ve güvenliği de artırır.

Sokak Dedektifi Olmanın Önemi

  1. Erken Müdahale: Sokak dedektifleri, küçük çaplı düzensizlikleri ve ihlalleri erken aşamada tespit ederek, bunların daha büyük sorunlara dönüşmesini engelleyebilirler. Örneğin, bir parkta kırık bir bankın tamir edilmesi, vandalizmin önüne geçebilir.
  2. Toplumsal Bilinç ve Katılım: Sokak dedektifleri, toplumun diğer üyelerini de bu tür sorunlara karşı duyarlı hale getirir. Bu, toplumsal bilincin artmasına ve herkesin yaşadığı çevreye daha fazla özen göstermesine yol açar.
  3. Güvenli ve Temiz Çevre: Sokak dedektifleri, çevrelerindeki düzensizlikleri ve ihlalleri tespit ederek, yaşadıkları alanın daha güvenli ve temiz olmasını sağlarlar. Bu, hem fiziksel hem de psikolojik olarak toplumun genel refahını artırır.

Sosyal Sorumluluk Çağrısı

Hepimiz yaşadığımız çevrenin bir parçasıyız ve bu çevrenin düzenli, temiz ve güvenli olmasını sağlamak bizim sorumluluğumuzda. Sokak dedektifliği, bu sorumluluğu yerine getirmenin etkili bir yoludur. Her birimiz, çevremizdeki küçük düzensizlikleri ve ihlalleri tespit ederek, bunların daha büyük sorunlara dönüşmesini engelleyebiliriz. Bu, sadece kendi yaşam kalitemizi artırmakla kalmaz, aynı zamanda toplumsal düzeni ve güvenliği de sağlar.

Unutmayalım ki, küçük adımlar büyük değişimlere yol açar. Hep birlikte, yaşadığımız çevreyi daha iyi bir yer haline getirebiliriz. Sokak dedektifi olun, toplumsal sorumluluğunuzu yerine getirin ve çevrenizi koruyun!

1Kırık Camlar Teorisi – Vikipedi 2Kırık Camlar Teorisi Nedir? – WM Aracı

Devamını oku

Genel

Kıskançlıkla Baş Etmek: Daha Sakin ve Güvenli Bir İlişki İçin

Yayınlandı

on

İlişkilerin 50 siyah tonu varsa bunların en dayanılmazının kıskançlık olduğu söylenebilir.

“Kıskançlıkla nasıl başa çıkılır?”, “İlişkide kıskançlık sorunları”nelerdir?Gelin birlikte bu konuları çok derinlemesine incelemeden temel sebeplere ve çözüm önerilerine bakalım.Kıskançlık, birçok ilişkide yaşanan ve bazen ciddi sorunlara yol açabilen karmaşık bir duygudur. Bu duygu, güven eksikliğinden, geçmiş deneyimlere veya kişilik özelliklerine bağlı olarak ortaya çıkabilir. Peki, kıskançlıkla nasıl başa çıkılır ve ilişkide kıskançlık sorunları nasıl çözülür? İşte bu soruların cevaplarını bulabileceğiniz kapsamlı bir rehber:

Kıskançlığın Nedenleri

  • Güvensizlik: Geçmiş ilişkilerdeki olumsuz deneyimler, güven eksikliğine ve dolayısıyla kıskançlığa yol açabilir.
  • Kendine Güven Eksikliği: Kendine güvenmeyen kişiler, partnerlerinin kendilerini bırakacağından korkabilir ve bu korku kıskançlığa dönüşebilir.
  • Mükemmeliyetçilik: Her şeyin mükemmel olmasını istemek, partnerin her hareketini abartılı bir şekilde yorumlamaya ve kıskançlık duygusunu tetikleyebilir.
  • Kontrol İhtiyacı: İlişkiyi kontrol altında tutma isteği, kıskançlık duygusunu körükleyebilir.
  • Sahiplik Duygusu: Partneri bir nesne gibi görme eğilimi, kıskançlık duygularını artırabilir.

Kıskançlıkla Nasıl Başa Çıkılır?

  • Kıskançlığın Farkında Olun: Öncelikle kıskançlık duygularınızı fark etmek ve kabul etmek önemlidir.
  • Nedenlerini Anlamaya Çalışın: Kıskançlığınızın altında yatan nedenleri anlamak için kendinize zaman ayırın.
  • Kendinize Güvenin: Kendinizi geliştirmek, yeni hobiler edinmek ve başarılar elde etmek, özgüveninizi artıracaktır.
  • İletişim Kurun: Partnerinizle açık ve dürüst bir şekilde iletişim kurun. Kıskançlık duygularınızı paylaşmaktan çekinmeyin.
  • Profesyonel Yardım Alın: Kendi başınıza üstesinden gelemediğiniz durumlarda bir terapistten destek alabilirsiniz.

İlişkide Kıskançlık Sorunları Nasıl Çözülür?

  • Güven Ortamı Oluşturun: Partnerinize güveninizi gösterin ve onun da size güvenmesini sağlayın.
  • Sınırlar Belirleyin: Her iki taraf için de kabul edilebilir sınırlar belirleyin.
  • Ortak Aktiviteler Yapın: Birlikte vakit geçirmek, bağınızı güçlendirecektir.
  • Sabırlı Olun: Kıskançlığın üstesinden gelmek zaman alabilir. Sabırlı olun ve pes etmeyin.
  • Kıyaslama Yapmayın: Başka çiftlerle kendinizi kıyaslamaktan kaçının.

Kıskançlığı Azaltmaya Yönelik İpuçları

  • Mükemmeliyetçilikten Vazgeçin: Her şeyin mükemmel olması beklentisinden vazgeçin.
  • Kontrol İhtiyacınızı Azaltın: Partnerinize güvenin ve onun kendi kararlarını vermesine izin verin.
  • Şüphelerinizi Kontrol Edin: Her düşüncenin gerçek olması gerekmez. Şüphelerinizi kontrol etmeye çalışın.
  • Kendinize Zaman Ayırın: Hobilerinize zaman ayırmak, kendinizi geliştirmek ve stresinizi azaltmak için önemlidir.
Ankara Dedektif Hikayeleri

Ek Bilgiler:

  • Kıskançlık ve Sosyal Medya: Sosyal medya kullanımının kıskançlığı tetikleyebileceğini unutmayın.
  • Kıskançlık ve Erkekler: Erkeklerde ve kadınlarda kıskançlık farklı şekillerde ortaya çıkabilir.
  • Çocukluk Travmaları ve Kıskançlık: Çocukluk döneminde yaşanan travmalar, yetişkinlikte kıskançlık sorunlarına yol açabilir.

Bu makale, kıskançlık yaşayan kişilere ve ilişkilerinde bu sorunla karşılaşan çiftlere yönelik genel bir rehberdir. Her bireyin yaşadığı durum farklı olduğundan, bir uzmandan profesyonel destek almak önemlidir.

Devamını oku

Genel

Ayrılık Sonrası Toparlanma Rehberi: Yeni Bir Başlangıç İçin Adımlar

Yayınlandı

on

Masallar gibi başlayan bir ilişki,sonsuza kadar sürecek hissi,ilşkinin alışkanlık aşaması ve sonra yıkıcı son.Ayrılık,peki ne yapmalı?Bu süreci nasıl atlatmalı?Hepimizin ortak soruları?

“Ayrılık sonrası nasıl toparlanırım?”, “Ayrılık acısı nasıl geçer?”

Ayrılık, hayatın doğal bir parçası olsa da, duygusal olarak zorlu bir süreçtir. Bu süreçte kendinizi yalnız, üzgün ve geleceğe dair kaygılı hissetmeniz oldukça normaldir. Ancak unutmayın ki, bu zorlu dönemi atlatmak ve yeni bir başlangıç yapmak mümkündür. İşte ayrılık sonrası toparlanmanıza yardımcı olacak bazı ipuçları:

Duygularınızı Kabul Edin ve İfade Edin

  • Üzüntünüze izin verin: Gözyaşı dökmek, duygularınızı ifade etmek iyileşme sürecinin önemli bir parçasıdır.
  • Kendinize zaman tanıyın: Herkesin yas süreci farklıdır. Kendinize zaman tanıyarak duygularınızı işleme koyun.
  • Destek alın: Ailenizden, arkadaşlarınızdan veya bir terapistten destek almak, yalnız olmadığınızı hissetmenizi sağlayacaktır.

Kendinize Odaklanın

  • Hobilerinize zaman ayırın: Yeni bir hobi edinmek veya eski bir hobinize geri dönmek, dikkat dağıtmanıza yardımcı olacaktır.
  • Sağlıklı yaşam tarzı benimseyin: Düzenli uyku, dengeli beslenme ve egzersiz, hem fiziksel hem de duygusal sağlığınızı destekleyecektir.
  • Kendinize özen gösterin: Sıcak bir banyo yapmak, güzel bir kitap okumak veya yeni kıyafetler almak gibi kendinizi şımartmak için zaman ayırın.

Geçmişe Takılıp Kalmayın

  • Hatıralardan uzaklaşın: Eski eşyalarınızı saklamak yerine, onları bağışlamak veya atmak, yeni bir başlangıç yapmanıza yardımcı olacaktır.
  • Sosyal çevrenizi genişletin: Yeni insanlarla tanışmak, yeni deneyimler yaşamak ve kendinizi geliştirmek için fırsatlar yaratın.
  • Geleceğe odaklanın: Geçmişe takılıp kalmak yerine, gelecek planları yapın ve hedefler belirleyin.

Profesyonel Yardım Alın

Eğer yalnız başına baş edemiyorsanız, bir terapistten destek almak, duygularınızı anlamanıza ve sağlıklı bir şekilde atlatmanıza yardımcı olacaktır.

Ayrılık Sonrası Yapılmaması Gerekenler

  • İntikam almaya çalışmayın: Bu durum hem size hem de karşı tarafa zarar verecektir.
  • Sosyal medyada eski partnerinizi takip etmeyin: Bu, iyileşme sürecini uzatabilir.
  • Yeni bir ilişkiye hemen başlamayın: Kendinizi iyileştirmeden yeni bir ilişkiye başlamak, hem size hem de yeni partnerinize zarar verebilir.
Ankara Dedektif Hikayeleri

Ek Bilgiler:

  • Ayrılık sonrası depresyon: Ayrılık sonrası depresyon yaşayan kişilerin bir uzmana başvurması önemlidir.
  • Çocukların ayrılığa tepkileri: Çocukların ayrılığı daha farklı şekillerde deneyimlediğini unutmayın. Onlara destek olmak için bir çocuk psikologundan yardım alabilirsiniz.
  • Ayrılık sonrası arkadaşlık: Eski partnerinizle arkadaş kalmak her zaman mümkün olmayabilir. Bu durumda kendinize yeni arkadaşlıklar edinmeye odaklanın.
Devamını oku

Trend Yazılar