Connect with us

Yazılar

Çocuklarda Tepkisel Bağlanma Bozukluğu

Terapi söz konusu olduğunda aklımıza bir kare gelir: Hastanın çocukluğuna inen doktor ve gözü yaşlı bir yetişkin. Seyrettiğimiz çok az film psikanalizin yararları konusunda iyimserdir ya da bizim üzerimizde olumlu bir etki bırakır.

Yayınlandı

on

Tepkisel Bağlanma Bozukluğu

Terapi söz konusu olduğunda aklımıza bir kare gelir: Hastanın çocukluğuna inen doktor ve gözü yaşlı bir yetişkin. Seyrettiğimiz çok az film psikanalizin yararları konusunda iyimserdir ya da bizim üzerimizde olumlu bir etki bırakır. Mizahi yaklaşılsa da aslında çocukluğumuza derinden bakabilmenin ne kadar hayati olduğunu göz ardı edemeyiz.

İnsanın bebekliğinde ya da çocukluğunda yaşadıkları tüm hayatını dramatik bir şekilde etkileyebiliyor.

İnsanoğlu doğduğunda anne ve baba sevgisine ve ilgisine sürekli muhtaçtır. Zira temel ihtiyaçlarımızı da onlar karşılar ve çok önemlidir. Anne babasının kendini koruduğunu ve ağladığında korktuğunda kendisini sakinleştirdiğini gören bebek kendini güvende hissedecektir. Bunun sonucunda anne ve babasıyla ya da kendisiyle ilgilenen kimse onunla sağlıklı bir ilişki geliştirir. Ancak kimi zaman bebekler ile ebeveynler arasında bu ilişki kurulamayabilir. Ve bunun sonucunda da tepkisel bağlanma bozukluğu adı verilen, tüm hayatını etkileyen ve hayatının her döneminde sağlıklı ve sevgiye dayalı ilişkiyi zorlaştıran bir bozukluk ortaya çıkabiliyor. Bu bozukluğun birçok nedeni olabilir. İsterseniz tepkisel bağlanma bozukluğunun nedenlerine bir bakalım.

Tepkisel Bağlanma Bozukluğunun Nedenleri

En temel nedeni aslında şudur: Bir çocuk, belirli kişi ya da kişiler tarafından doğru şekilde veya düzeyde ilgi görmediğinde bu bozukluk ortaya çıkabiliyor. Bu sadece ebeveynler için geçerli değildir. Çocuğa bakan her kim ise onla da ilgilidir. Eğer çocuğa bakan kişi sürekli değişiyorsa, ya da çocuk ağladığında tepki vermiyor ya da ilgilenmiyor, sevgi ve şevkat göstermiyorsa çocukta bu bozukluk gelişebiliyor.

Anne ya da baba farklı nedenlerle çocukla uzun süre geçiremiyor ve çocuk devamlı akrabalarda ya da farklı yerlerde kalıyor ve bir yetişkinle bağ kurabilecek kadar vakit geçirmiyorsa, anne ya da baba depresyon sorunu yaşıyorsa, bu nedenle de çocukla ilgilenmekte güçlük yaşıyorsa, çocuk ağladığında ilgi ve sevgi gösteremiyorsa ya da bir çocuk sosyal hizmetler tarafından anne ve babadan alınmış ve bakım evlerinde büyümek durumunda kalmışsa, anne babanın uyuşturucu madde kullanımı ya da bağımlılıkları varsa yahut anne baba çok genç yaşta çocuk sahibi olmuş ve çocuk gelişimi konusunda çok bilgi sahibi değilse, bu sebeple de fiziksel veya duygusal olarak çocuk ile bağ kurmakta zorlanıyorsa, işte bu çocuklar tepkisel bağlanma bozukluğu geliştirebiliyor.

Ama tüm durumlarda tekrar eden olgu çocuğun duygusal ve fiziksel ihtiyaçlarının karşılanmamasıdır. Bunun üstüne de ilgi ve şevkat eksikliği yaşadığında bu risk daha da artıyor.

Bu sorunun çocuklarda geliştiğini nasıl anlayabiliriz? Yani belirtiler nelerdir?

Belirtileri

İlk olarak, bu çocukların basit kurallara uymada ya diğer çocuklarda empati kurma sorunu yaşadıkları görülür. Ancak bu bozukluk davranışsal sorunların da ötesine geçebilir. O nedenle bu tanıyı koyabilmek için bazı göstergeleri takip etmek gerekir. Mesela, çocuk mutsuz olduğunda, sıkıntı yaşadığında, ya da stres olduğunda, hiç yardım aramıyorsa veya birisi kendini rahatlatmak istediğinde hiç tepki vermiyorsa, başkalarına sosyal ya da duygusal olarak çok az tepki veriyorsa, özellikle kendisine bakan yetişkinlerin yanında sebepsiz rahatsızlık, mutsuzluk, korku benzeri belirtiler gösteriyorsa, bunlar da bu bozukluğun habercisi olabilir. Bu arada elbette çocuğun geçmişine bakıldığında, bakıcılarının sık sık değiştiği ve farklı nedenlerle hem ailesinden hem de bakıcısından duygusal yakınlık ve sevgi göremediği anlaşılır.

Belirtiler, kendisini beş yaşından önce göstermektedir. Bu arada çocuk doğduğu andan itibaren şartlar bozukluğun gelişimini belirlemektedir.

Bu arada tepkisel bağlanma bozukluğu nispeten yeni tespit edilmiş bir bozukluktur. Bu sebeple maalesef birçok çocuk tanı bile konmadan tüm hayatını bu bozukluğun sonuçları ile yaşamak durumunda kalabiliyor. İngiltere’de ve Danimarka’da yapılan araştırmalarda çocukların yüzde ikisi kadarında bu bozukluğun olduğu tespit edilmiştir.

Henüz yeni tanımlanmış bir bozukluk olması nedeniyle özellikle öğretmenlerin, bakıcıların ya da bu konuda dikkatli olması gereken herkesin çocuklarda az önce belirttiğimiz belirtiler olup olmadığına dikkat etmesi ve gerektiğinde müdahale etmesi çok önemli bir hal alıyor. Bu aşamadan sonra bir uzman yardımı ile çocuğun annesi babası ya da bakıcıyla ilişkisi doğrudan gözlemlenerek çocuğun gelişimi, geçmişi incelenerek anne baba ya da bakıcı ile doğrudan görüşme yapılarak veya çocuğun davranışları gözlemlenerek tanı konulabilir.

Ancak kimi zaman karıştırılabilecek farklı durumlar da söz konusu olabilir. Örneğin travma sonrası stres bozukluğu, bilişsel rahatsızlıklarda, otizm ve benzeri durumlarda da çocukta aynı belirtiler görülebilir. Fakat uzmanlar bu ayrımı bulabilir ve tanıyı koyabilirler.

Yalnız tepkisel bağlantı bozukluğu yaşayan bazı çocuklarda bazı ruhsal bozukluklar konusunda risk grubunda oluyor. Dikkat dağınıklığı ve hiperaktivite bozukluğu, anksiyete ve benzeri bozuklukları bu çocukların yaşaması çok daha yüksek bir olasılık. Bununla birlikte bu bozukluğun iki alt türü tespit edilmiştir. İlk türünde çocuk bahsettiğimiz gibi herhangi bir yetişkin ile bir türlü bağ kuramıyor. İkinci türünde ise daha riskli bir durum söz konusu. Herhangi bir yetişkin ile bir yakınlık kuramadığı için bu çocuklar için tüm yetişkinler aynı durumda oluyor. Yani bu çocuklar tanımadıkları biriyle gitmekten herkese yaklaşmaktan bir çekince duymuyorlar. Bu türde o yüzden de risk oldukça yüksek. Anne ve babayı bağ kuramadığı herhangi bir yetişkin olarak gördüğü için tanımadığı insanlar da onun için aynı seviyede olabiliyor.

Tedavisi

Bu bozukluğun tedavisi içinse ilk ve en önemli şart sevgi ve ilgi gördüğü, sürekli değişiklik yaşamadığı, çevresindeki insanların sürekli değişmediği bir ortama koymaktır. Çocuğun ortamı sürekli değişiyorsa, terapi herhangi bir çözüm sağlayamayacaktır. Tüm paydaşlar bu süre içinde eğitilmeli ve tedavi sürecine dahil edilmelidir. Çünkü sorunun kaynağı yetişkinlerin tutumu ve yanlışlarıdır aslında. Bunun için anne-baba ebeveynlik kurslarına gitmeleri konusunda teşvik edilir. Burada özellikle o döneme kadar oluşmuş hasarlar neticesinde gerçekleşen davranış bozuklukları karşısında nasıl davranmaları gerektiği konusunda dersler alabilirler. Güveni yeniden kazanmak ve tekrar sağlıklı bir ilişki kurabilmek adına ellerinden geleni yapmalıdırlar.

Bu arada geçmişte bu çocuklara oldukça tartışmalı tedaviler uygulanmaya çalışılmıştır. Çocuklar, terapist ya da anne- baba tarafından fiziksel olarak bağlanarak tüm duyguları yaşamaları ve sonunda direnmekten vaz geçmeleri sağlanmaya çalışılmıştır. Tüm bu tedaviler çocuklarda çok ciddi travmalara neden olmuştur. 1980’lerden bu yana neyse ki bu etik olmayan tedavi yöntemleri uygulanmamaktadır.

Bu sorunun ne kadar ciddi olabileceğini gösteren bir istatistik bulunuyor. Elbette bu çocukların daha iyi hayatlara sahip olabilmeleri konusunda bir adım atılmadığında bu çocuklar yetişkinliklerinde sosyal, duygusal ve daha pek çok sorunla karşılaşabilmektedir. Araştırmalara göre çocuk yaşta suça karışan çocukların yüzde 52’sinde tepkisel bağlanma bozukluğu olduğu görülmüştür. Bu çok yüksek bir orana tekabül eder. Bize de çok önemli bir mesaj vermektedir. Bu tip belirtiler gösteren bir çocuğa ilgi göstermediğimizde ya da bir çözüm aramadığımızda bunun sonuçları tahmin edildiğinden de ciddi olabilmektedir.

Diyeceğimiz o ki sadece çocuk sahibi olmak istemek yetmiyor. Çocuklarımızın yetişkinliklerinde sağlıklı ve mutlu bireyler olmasını istiyorsak bu konuda bilinçli olmak ve eğitim almak durumundayız.

Kaynak: Bebar Bilim

Pi Academic platformu olarak, yazar, editör ve diğer içerik üreticilerimizle sizler için ilgi çekici ve ilgiyle takip edebileceğiniz içerikler üretmekteyiz. Sizlere sunduğumuz içerikler başta Bilim, Teknoloji, Hukuk, İş Dünyası ve Haberler olarak kategorize edilmiştir. Tercih ettiğiniz içerik kategorisine tıklayarak okumaya başlayabilirsiniz.

Bununla beraber siber güvenlik alana ilgi duyuyor ve internette güvende kalmanız için bir şeyler okumak isterseniz buradan temel tavsiyelerle başlayabilirsiniz.



Hayata Pi Academic İle Bakın

Genel

Pi Academic: Özel Dedektiflik Dünyasının Kalbi

Yayınlandı

on

Pi Academic, özel dedektiflik sektörüne ışık tutan, adli bilimlerin derinliklerine inen ve ilişkilerin karmaşık dünyasını çözümleyen kapsamlı bir dergidir. Sadece bir mesleki dergi olmanın ötesinde, yaşamın içinden gerçek hikayelerle, güncel olaylarla ve uzman görüşleriyle okurlarına eşsiz bir deneyim sunmaktadır.

Neden Pi Academic?

  • Kapsamlı İçerik: Özel dedektiflik yöntemlerinden adli bilimlerin en son gelişmelerine, ilişkilerdeki sorunlardan yaşamın içinden ilginç hikayelere kadar geniş bir yelpazede konuyu işler.
  • Uzman Yazarlar: Alanında uzman dedektifler, hukukçular, psikologlar ve diğer bilim insanlarının kaleme aldığı yazılarla, okurlara güvenilir ve güncel bilgiler sunar.
  • Gerçek Hayat Hikayeleri: Özel dedektiflerin yaşadığı gerçek olaylar ve çözümlenen davalar, derginin en dikkat çekici yönlerinden biridir.
  • Güncel Olaylara Yorumlar: Güncel olayları özel dedektiflik ve adli bilimler perspektifinden değerlendirerek, okurlara farklı bir bakış açısı sunar.
  • İlişkiler ve Yaşam: İlişkilerdeki sorunları ve çözümlerini psikolojik bir bakış açısıyla ele alarak, okurların kişisel gelişimlerine katkıda bulunur.

Pi Academic’i Özel Kılan Nedir?

Kimler Pi Academic’i Okumalı?

  • Özel Dedektifler: Mesleki gelişimlerini desteklemek ve sektördeki en güncel gelişmeleri takip etmek isteyenler için ideal bir kaynak.
  • Adli Bilimler Uzmanları: Adli bilimlerin farklı alanlarında çalışan uzmanlar için yeni bilgiler ve perspektifler sunar.
  • Hukukçular: Hukuk davalarında delil toplama ve değerlendirme süreçlerinde kullanabilecekleri bilgiler bulabilirler.
  • Psikologlar: İlişkiler ve insan davranışları hakkında daha derinlemesine bilgi edinmek isteyenler için faydalı bir kaynak.
  • Genel Okur: Gerçek hayat hikayeleri, güncel olaylar ve insan ilişkileri hakkında meraklı olan herkes için ilgi çekici bir dergidir.

Sonuç

Pi Academic, özel dedektiflik dünyasından yaşamın içine uzanan geniş bir yelpazede konuyu işleyen, özgün ve kapsamlı bir dergidir. Hem mesleki bir yayın olarak sektör çalışanlarına hitap ederken, hem de genel okurların merakını gidermek için ilgi çekici hikayeler ve analizler sunar. Eğer siz de özel dedektiflik, adli bilimler ve insan ilişkileri hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyorsanız, Pi Academic tam size göre!

Devamını oku

Genel

Aldatma: Cinsiyetlere Göre Değerlendirilmiş Kapsamlı Bir Rehber

Yayınlandı

on

Aldatma, bir ilişkide güvenin sarsılması ve büyük acılara yol açan ciddi bir sorun. Bu durum, hem kadınları hem de erkekleri farklı şekillerde etkileyebiliyor. Bu makalede, aldatmanın psikolojik etkileri, belirtileri ve sonuçları cinsiyetler açısından incelenecektir.

Ankara Dedektif Hikayeleri

Kadınlarda Aldatma

Kadınların aldatma deneyimi, erkeklerden farklı psikolojik süreçler içerebilir.

  • Güven Sorunu: Aldatılan kadınlar, genellikle partnerlerine karşı derin bir güvensizlik yaşarlar. Bu durum, gelecekteki ilişkilerinde de olumsuz etkiler yaratabilir.
  • Kendilik Saygısı Sorunu: Aldatma, kadınların kendilik saygısını ciddi şekilde zedeleyebilir. Kendilerini değersiz hissetmeleri ve suçluluk duymaları yaygın bir durumdur.
  • Depresyon ve Anksiyete: Aldatma, kadınlarda depresyon, anksiyete ve stres gibi psikolojik rahatsızlıklara yol açabilir.
  • Fiziksel Belirtiler: Uykusuzluk, iştahsızlık, baş ağrısı gibi fiziksel belirtiler de sıklıkla görülür.

Erkeklerde Aldatma

Erkeklerin aldatma deneyimi de farklı psikolojik süreçler içerir.

  • Suçluluk Duygusu: Aldatan erkekler, genellikle yaptıklarından dolayı suçluluk duyarlar. Ancak bu duygu, zamanla bastırılabilir veya dışa vurulmayabilir.
  • Korku: Yakalanma korkusu ve ilişkinin sona ermesi korkusu, erkeklerde sık görülen duygulardır.
  • Kızgınlık: Partnerinin tepkileri karşısında kızgınlık duyabilirler.
  • Cinsel Doyumsuzluk: Bazı erkekler, aldatma nedenini cinsel doyumsuzluk olarak görürler.

Aldatmanın Ortak Belirtileri

Cinsiyete bakılmaksızın, aldatmanın bazı ortak belirtileri vardır:

  • Değişen Davranışlar: Gizlilik, yalan söyleme, telefonuna aşırı düşkünlük gibi.
  • İletişim Sorunları: Partneriyle iletişim kurmakta zorlanma.
  • Fiziksel Değişiklikler: Yeni kıyafetler, farklı parfümler gibi.
  • Kıskançlık: Partnerini kıskanma veya kıskanılma.

Aldatmanın Sonuçları

  • İlişkinin Sona Ermesi: Aldatma, çoğu zaman ilişkinin sona ermesiyle sonuçlanır.
  • Psikolojik Travma: Hem aldatan hem de aldatılan tarafta derin psikolojik yaralar açabilir.
  • Güven Sorunu: İlişkide güvenin tamamen sarsılması.
  • Çocuklar Üzerindeki Etkiler: Çocukların gelişiminde olumsuz etkiler yaratabilir.

Aldatmayla Başa Çıkma Yolları

Özetle, aldatma hem kadınları hem de erkekleri derinlemesine etkileyen karmaşık bir konudur. Bu durumun nedenleri ve sonuçları kişiden kişiye değişebilir. Aldatmayla başa çıkmak için profesyonel yardım almak, en doğru çözüm olacaktır.

Devamını oku

Yazılar

Konya’da Eş Takibi: Neden ve Nasıl?

Yayınlandı

on

Konya son zamanlarad en çok telefon aldığımız şehir.”Konya’da eşimi nasıl takip ettiririm”, “Konya’da eş takibi yapıyor musunuz? peki neden?Evliliklerin en büyük sorunlarından biri olan aldatma, birçok çiftin hayatını olumsuz etkilemektedir. Bu durum karşısında kişiler, eşlerinin sadakatsizliğine dair şüphelerini gidermek için özel dedektiflik hizmetlerine başvurmaktadır. Konya gibi büyük bir şehirde yaşayanlar için de bu durum farklı değildir. Ancak eş takibi gibi hassas bir konuda doğru adımlar atmak ve güvenilir bir dedektif bürosu seçmek oldukça önemlidir.

Konya’da Özel Dedektif Seçerken Nelere Dikkat Edilmeli?http://www.datdedektiflik.com

  • Deneyim ve Uzmanlık: Dedektif bürosunun eş takibi konusunda ne kadar deneyimli olduğuna dikkat etmelisiniz.
  • Referanslar: Daha önceki müşterilerin referanslarını isteyerek büronun güvenilirliğini kontrol edebilirsiniz.
  • Gizlilik: Özel dedektiflik hizmetlerinde gizlilik en önemli konulardan biridir. Büronun gizlilik sözleşmesi olup olmadığını öğrenin.
  • Hukuki Bilgi: Dedektifin yasal sınırlar içerisinde çalıştığından emin olun.
  • Fiyatlandırma: Fiyatlar konusunda net bilgi alın ve piyasa ortalamalarıyla karşılaştırın.

Konya’da Eş Takibi Yaptırmanın Hukuki Boyutu

Eş takibi yaptırmak isteyen kişilerin, bu durumun hukuki boyutlarını da göz önünde bulundurmaları gerekmektedir. Türk Ceza Kanunu’nda yer alan kişisel hayata ve özel alana müdahale suçları, eş takibi gibi durumlarda da geçerlidir. Bu nedenle, dedektifin yasal sınırlar içerisinde hareket etmesi ve elde edilen bilgilerin sadece mahkemelerde delil olarak kullanılabileceği unutulmamalıdır.

Konya’da Eş Takibi Yaptırmanın Psikolojik Etkileri

Eş takibi yaptırmak, hem başvuran kişi hem de eş için psikolojik olarak yıpratıcı bir süreç olabilir. Bu nedenle, bu kararı almadan önce iyice düşünmek ve bir psikologdan destek almak faydalı olacaktır.

Sonuç

Konya’da eş takibi yaptırmak isteyen kişilerin, bu konuda dikkatli olmaları ve güvenilir bir dedektif bürosu seçmeleri gerekmektedir. Yanlış bir tercih, hem maddi hem de manevi olarak büyük kayıplara neden olabilir. Hukuki süreçler ve psikolojik etkiler göz önünde bulundurularak, bu kararı almadan önce mutlaka bir uzmana danışılmalıdır.

Önemli Not: Bu makaledeki bilgiler genel bilgilendirme amaçlıdır ve hukuki tavsiye niteliği taşımaz. Eş takibi gibi hassas bir konuda mutlaka bir avukata danışmanız önerilir.

Ek Bilgiler:

  • Konya Özel Dedektif Büroları: Konya’da faaliyet gösteren özel dedektif büroları hakkında internette detaylı araştırmalar yapabilirsiniz.
  • Yasal Düzenlemeler: Eş takibi ile ilgili yasal düzenlemeleri öğrenmek için bir avukata danışabilirsiniz.
  • Psikolojik Destek: Bu süreçte bir psikologdan destek almak, hem size hem de eşinize iyi gelecektir.
Devamını oku

Trend Yazılar